‘Sahte yeşil’ dediler, gerçek yeşili istiyor

ASAYİŞ 13.03.2020 - 23:24, Güncelleme: 08.12.2023 - 04:21 2290+ kez okundu.
 

‘Sahte yeşil’ dediler, gerçek yeşili istiyor

200 kişiyi öldürdüğü, Gazi Mahallesi olayları, Hablemitoğlu suikastı ve Danıştay saldırısı gibi bağlantısı olduğu öne sürülen birçok olaylardan ‘beraat eden’ eski Ergenekon sanığı Sahte Yeşil lakaplı Osman Gürbüz; devlete 1 milyon liralık maddi ve manevi tazminat davası açtı

İkinci “Ergenekon Terör Örgütü” davasında örgüt tetikçisi olarak bir dönem tutuklu olan yargılanan Osman Gürbüz; bazı isimler ile birlikte yıllar önce tahliye edilmişti. Tansu Çiller’in başbakan olduğu dönemde eşi Özer Çiller’in kurduğu iddia edilen özel ekipte yer aldığı ve 200 kişiyi öldürdüğü iddia edilen Osman Gürbüz’ün; 30 kişinin öldürüldüğü Gazi olayları, Necip Hablemitoğlu cinayeti ve Danıştay saldırısıyla bağlantılı olduğu da öne sürülüyordu. Tüm bunlardan aklanarak beraat eden Osman Gürbüz şimdi Antalya’da devlete tazminat davası açarak adalet arıyor.   İtirafçının iddiaları Osman Gürbüz, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan bir kişinin “İtirafçı olmak istiyorum” diyerek verdiği ifadesindeki iddiaların merkezinde yer almıştı. Soruşturmada “gizli tanık” olarak ifade veren bu kişi, “Gazi olaylarını Ergenekon düzenledi. Örgüt adına ise tetikçiliği eski itirafçı Osman Gürbüz yaptı” demişti. Aynı tanık, Ümraniye olayları ve Necip Hablemitoğlu cinayetiyle de Gürbüz’ün bağlantılı olduğunu öne sürmüştü. Gizli tanık, Tansu Çiller’in Başbakan olduğu dönemde Özer Çiller’in özel bir ekip kurduğunu ve bu ekipte yer alan Gürbüz’ün 200 kişiyi öldürdüğünü iddia etmişti.   Gizli tanık ifadelerini reddetti Sorgusunda gizli tanığın anlattığı olaylar sorulduğunda Gürbüz, bu iddiaları reddetmişti. Gürbüz’e ayrıca, Antalya’da Akdeniz Üniversitesi’nde 6 Nisan 2008’de yaşanan olaylara öğrenci olmadığı halde katılan Ömer Ulusoy’u yönlendirip yönlendirmediği ve silahı verip vermediği, Danıştay saldırısının faili Alparslan Aslan’ı yönlendirip yönlendirmediği de sorulmuştu. Gürbüz, bu iddiaları da reddetmişti. Derin devletin kara kutusu, ülkeyi büyük ölçüde sarsan Susurluk kazasının baş aktörlerinden, JİTEM kimliğiyle birçok olaya adı karışan, bir dönem Antalya Lara’da yaşayan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’a benzerliğinden ötürü “Sahte Yeşil” olarak da bilinen Osman Gürbüz’ün “adam öldürmek, yağma, ateşli silah kullanmak, adam kaçırmak, uyuşturucu kaçakçılığı” gibi suçlardan da 14 suç kaydı vardı.   Avukatlar davayı açtı Osman Gürbüz beraat ettikten sonra 2 Mart 2020 günü vekilleri Avukat Etem Erman Güneş ve Avukat Onur Bilge Özdemir aracılığıyla ağır ceza mahkemesine başvurdu. Maliye Hazinesi adına Antalya Mal Müdürlüğüne koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemine ilişkin dava açtı. Haksız tutuklama nedeniyle açtığı tazminat davasında, haksız gözaltına alınma tarihi olan 1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren işletilmeye başlanacak yasal faizi ile 500 bin lira maddi ve 500 bin lira manevi olmak üzere bir milyon lira tazminat talebinde bulundu. Bu tazminatın maliye hazinesince tarafına ödenmesini istedi.   Çay bahçesi işletiyordu Mahkemeye sunulan dilekçede Osman Gürbüz’ün 1-5 Temmuz 2008 tarihlerinde gözaltında bulunduğu, 5 Temmuz 2008 günü tutuklandığı, 30 Eylül 2011 günü tahliye edildiği bilgisi yer aldı. Beraat kararı göz önüne alındığında, beraat ettiği eylemden haksız olarak yaklaşık 3 yıl 3 ay yani toplamda 40 ay tutuklu kaldığı vurgulandı. Çay Bahçesi işletmecisi olarak çalışmakta iken silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçesi ile kamuoyunda Ergenekon Davası olarak bilinen dosya kapsamında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma dosyası kapsamında gözaltına alındığı anlatıldı. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, arama tedbirlerinin ölçüsüzce gerçekleştirildiği, eşyasına ve diğer malvarlığı değerlerine koşulları oluşmadığı halde el konulduğu anlatılarak koruma ve soruşturma tedbirleri nedeni ile kişilerin maddî ve manevî her türlü zararlarının devletçe ödendiğinin kanunla açıklandığı belirtildi.   Maddi tazminat için sebepler Dilekçedeki ‘maddi tazminat istenen’ bölüme göre Osman Gürbüz, olay tarihinde Antalya Lara bölgesinde bulunan Zorbey Kır Kahvesini işletiyordu. Tutuklanınca, işlerini kendisinden başka idare edecek başka kimse olmadığı, eşi de kadın başına işleri idare edemediği için eşi bu iş yerini yok pahasına devir etmek zorunda kaldı. Ayrıca Kemer ilçesi Çamyuva beldesindeki dükkanlarının kiralarını toplayamadı. Tutuklu kaldığı dönem boyunca çalışma olanağından yoksun kaldı. Öte yandan, tutuklanmasından ötürü cezaevinde müdafiler için maddi harcama yaptı. Cezaevinde kaldığı sürece ailesi de maddi olarak yıprandı. Ailesi Gürbüz’ü Antalya’dan tutuklu bulunduğu İstanbul Silivri ve Tekirdağ F2 Tipi Cezaevlerine giderek ziyaret etti. Burada da 40 aylık yol ve konaklama masrafı olarak harcama oluştu.   Manevi tazminat için sebepler Dilekçenin ‘manevi tazminat istenen’ bölümüne göre ise Osman Gürbüz haksız olarak tutuklandı. Tutuklama 3 yıl 3 ay olarak uzun sürdü.Bu nedenle yakın çevresi nazarında ve basında adı geniş bir şekilde yer buldu. Suçlu algısı oluştu. Onuru zedelendi. Terör örgütüne üye olmakla suçlandı, vatan haini olarak ilan edildi. Ergenekon Terör Örgütünün tetikçisi konumunda yargılandı. Hakkında özellikle adı ve fotoğrafının mevcut olduğu, basında geniş bir şekilde yer alan Necip Hablemitoğlu cinayetini işlediğinden bahisle birçok haber yapıldı. Gerçekle bağdaşmayan mesnetsiz iddialar yüzünden hem kendisi hem de ailesi manevi olarak çok yıprandı. 30 kişinin öldürüldüğü Gazi Mahallesi olaylarında ilk kurşunu sıkan kişinin ve olayın planlayıcısının ve azmettiricisinin olduğu ileri sürüldü. Bu iki farklı iddia nedeniyle Gürbüz, birçok kesimin öfkesine maruz kalmak zorunda bırakıldı. Hatta ölenlerin yakınları Gürbüz hakkında suç duyurusunda bulundu. Ailesi de resmen tehdit altında yaşadı. Gürbüz, ailesinin başına bir şey geleceğinden korkarak manevi anlamda ızdırap çekti. Tahliye olduğunda dâhi, kimi basın kaynakları ‘200 kişiyi öldürdüğü iddia edilen Osman Gürbüz tahliye edildi’ şeklinde haber geçti. Bu süreçte aile düzeni kalmadı ve cezaevinden tahliye olduktan 6 gün sonra eşi boşanma davası açtı. Ardından da boşandı. Cezaevi koşullarının olumsuz etkisi (stres, yemekler ve soğuk) kalp rahatsızlığını tetikledi, gece boyu uykusuz kalmasına ve acı çekmesine neden oldu. Defalarca kalp rahatsızlığı geçirdi. Cezaevinde bulunduğu sırada kalp hastası oldu.   Hakkaniyetle bağdaşır tazminat Dilekçede “Yargıtay içtihatları uyarınca manevi zarar; tutuklanan şahsın sosyal çevresinde itibarının azalması, hürriyetinden yoksun kalması nedeniyle duyulan elem ve ızdırap ve ruhi sıkıntılarının bir nebze de olsa giderilmesi amacına yöneliktir. Yaşanılan manevi zararın tümüyle giderilmesi olanaksız ise de tayin edilecek manevi tazminat, kişinin acı ve ızdıraplarının dindirilmesine, sıkıntılarının azaltılmasında etken olacaktır. Yine manevi tazminata hükmedilirken kişinin sosyal ve ekonomik durumu, toplumsal konumu, atılı suçun niteliği, şahıs üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler dikkate alınarak adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşır bir tazminata hükmedilmesi gerekmektedir” denilerek manevi tazminat da talep edildi. Avukat Etem Erman Güneş ve Avukat Onur Bilge Özdemir davayı henüz yeni açtıklarını, Osman Gürbüz’ün yıllardır mağduriyet yaşadığını anlattı. Haber : Şükrü AĞIRMAN
200 kişiyi öldürdüğü, Gazi Mahallesi olayları, Hablemitoğlu suikastı ve Danıştay saldırısı gibi bağlantısı olduğu öne sürülen birçok olaylardan ‘beraat eden’ eski Ergenekon sanığı Sahte Yeşil lakaplı Osman Gürbüz; devlete 1 milyon liralık maddi ve manevi tazminat davası açtı

İkinci “Ergenekon Terör Örgütü” davasında örgüt tetikçisi olarak bir dönem tutuklu olan yargılanan Osman Gürbüz; bazı isimler ile birlikte yıllar önce tahliye edilmişti. Tansu Çiller’in başbakan olduğu dönemde eşi Özer Çiller’in kurduğu iddia edilen özel ekipte yer aldığı ve 200 kişiyi öldürdüğü iddia edilen Osman Gürbüz’ün; 30 kişinin öldürüldüğü Gazi olayları, Necip Hablemitoğlu cinayeti ve Danıştay saldırısıyla bağlantılı olduğu da öne sürülüyordu. Tüm bunlardan aklanarak beraat eden Osman Gürbüz şimdi Antalya’da devlete tazminat davası açarak adalet arıyor.

 
İtirafçının iddiaları
Osman Gürbüz, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan bir kişinin “İtirafçı olmak istiyorum” diyerek verdiği ifadesindeki iddiaların merkezinde yer almıştı. Soruşturmada “gizli tanık” olarak ifade veren bu kişi, “Gazi olaylarını Ergenekon düzenledi. Örgüt adına ise tetikçiliği eski itirafçı Osman Gürbüz yaptı” demişti. Aynı tanık, Ümraniye olayları ve Necip Hablemitoğlu cinayetiyle de Gürbüz’ün bağlantılı olduğunu öne sürmüştü. Gizli tanık, Tansu Çiller’in Başbakan olduğu dönemde Özer Çiller’in özel bir ekip kurduğunu ve bu ekipte yer alan Gürbüz’ün 200 kişiyi öldürdüğünü iddia etmişti.

 
Gizli tanık ifadelerini reddetti
Sorgusunda gizli tanığın anlattığı olaylar sorulduğunda Gürbüz, bu iddiaları reddetmişti. Gürbüz’e ayrıca, Antalya’da Akdeniz Üniversitesi’nde 6 Nisan 2008’de yaşanan olaylara öğrenci olmadığı halde katılan Ömer Ulusoy’u yönlendirip yönlendirmediği ve silahı verip vermediği, Danıştay saldırısının faili Alparslan Aslan’ı yönlendirip yönlendirmediği de sorulmuştu. Gürbüz, bu iddiaları da reddetmişti. Derin devletin kara kutusu, ülkeyi büyük ölçüde sarsan Susurluk kazasının baş aktörlerinden, JİTEM kimliğiyle birçok olaya adı karışan, bir dönem Antalya Lara’da yaşayan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’a benzerliğinden ötürü “Sahte Yeşil” olarak da bilinen Osman Gürbüz’ün “adam öldürmek, yağma, ateşli silah kullanmak, adam kaçırmak, uyuşturucu kaçakçılığı” gibi suçlardan da 14 suç kaydı vardı.
 
Avukatlar davayı açtı
Osman Gürbüz beraat ettikten sonra 2 Mart 2020 günü vekilleri Avukat Etem Erman Güneş ve Avukat Onur Bilge Özdemir aracılığıyla ağır ceza mahkemesine başvurdu. Maliye Hazinesi adına Antalya Mal Müdürlüğüne koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemine ilişkin dava açtı. Haksız tutuklama nedeniyle açtığı tazminat davasında, haksız gözaltına alınma tarihi olan 1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren işletilmeye başlanacak yasal faizi ile 500 bin lira maddi ve 500 bin lira manevi olmak üzere bir milyon lira tazminat talebinde bulundu. Bu tazminatın maliye hazinesince tarafına ödenmesini istedi.
 
Çay bahçesi işletiyordu
Mahkemeye sunulan dilekçede Osman Gürbüz’ün 1-5 Temmuz 2008 tarihlerinde gözaltında bulunduğu, 5 Temmuz 2008 günü tutuklandığı, 30 Eylül 2011 günü tahliye edildiği bilgisi yer aldı. Beraat kararı göz önüne alındığında, beraat ettiği eylemden haksız olarak yaklaşık 3 yıl 3 ay yani toplamda 40 ay tutuklu kaldığı vurgulandı. Çay Bahçesi işletmecisi olarak çalışmakta iken silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçesi ile kamuoyunda Ergenekon Davası olarak bilinen dosya kapsamında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma dosyası kapsamında gözaltına alındığı anlatıldı. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, arama tedbirlerinin ölçüsüzce gerçekleştirildiği, eşyasına ve diğer malvarlığı değerlerine koşulları oluşmadığı halde el konulduğu anlatılarak koruma ve soruşturma tedbirleri nedeni ile kişilerin maddî ve manevî her türlü zararlarının devletçe ödendiğinin kanunla açıklandığı belirtildi.

 
Maddi tazminat için sebepler
Dilekçedeki ‘maddi tazminat istenen’ bölüme göre Osman Gürbüz, olay tarihinde Antalya Lara bölgesinde bulunan Zorbey Kır Kahvesini işletiyordu. Tutuklanınca, işlerini kendisinden başka idare edecek başka kimse olmadığı, eşi de kadın başına işleri idare edemediği için eşi bu iş yerini yok pahasına devir etmek zorunda kaldı. Ayrıca Kemer ilçesi Çamyuva beldesindeki dükkanlarının kiralarını toplayamadı. Tutuklu kaldığı dönem boyunca çalışma olanağından yoksun kaldı. Öte yandan, tutuklanmasından ötürü cezaevinde müdafiler için maddi harcama yaptı. Cezaevinde kaldığı sürece ailesi de maddi olarak yıprandı. Ailesi Gürbüz’ü Antalya’dan tutuklu bulunduğu İstanbul Silivri ve Tekirdağ F2 Tipi Cezaevlerine giderek ziyaret etti. Burada da 40 aylık yol ve konaklama masrafı olarak harcama oluştu.

 
Manevi tazminat için sebepler
Dilekçenin ‘manevi tazminat istenen’ bölümüne göre ise Osman Gürbüz haksız olarak tutuklandı. Tutuklama 3 yıl 3 ay olarak uzun sürdü.Bu nedenle yakın çevresi nazarında ve basında adı geniş bir şekilde yer buldu. Suçlu algısı oluştu. Onuru zedelendi. Terör örgütüne üye olmakla suçlandı, vatan haini olarak ilan edildi. Ergenekon Terör Örgütünün tetikçisi konumunda yargılandı. Hakkında özellikle adı ve fotoğrafının mevcut olduğu, basında geniş bir şekilde yer alan Necip Hablemitoğlu cinayetini işlediğinden bahisle birçok haber yapıldı. Gerçekle bağdaşmayan mesnetsiz iddialar yüzünden hem kendisi hem de ailesi manevi olarak çok yıprandı. 30 kişinin öldürüldüğü Gazi Mahallesi olaylarında ilk kurşunu sıkan kişinin ve olayın planlayıcısının ve azmettiricisinin olduğu ileri sürüldü. Bu iki farklı iddia nedeniyle Gürbüz, birçok kesimin öfkesine maruz kalmak zorunda bırakıldı. Hatta ölenlerin yakınları Gürbüz hakkında suç duyurusunda bulundu. Ailesi de resmen tehdit altında yaşadı. Gürbüz, ailesinin başına bir şey geleceğinden korkarak manevi anlamda ızdırap çekti. Tahliye olduğunda dâhi, kimi basın kaynakları ‘200 kişiyi öldürdüğü iddia edilen Osman Gürbüz tahliye edildi’ şeklinde haber geçti. Bu süreçte aile düzeni kalmadı ve cezaevinden tahliye olduktan 6 gün sonra eşi boşanma davası açtı. Ardından da boşandı. Cezaevi koşullarının olumsuz etkisi (stres, yemekler ve soğuk) kalp rahatsızlığını tetikledi, gece boyu uykusuz kalmasına ve acı çekmesine neden oldu. Defalarca kalp rahatsızlığı geçirdi. Cezaevinde bulunduğu sırada kalp hastası oldu.
 
Hakkaniyetle bağdaşır tazminat
Dilekçede “Yargıtay içtihatları uyarınca manevi zarar; tutuklanan şahsın sosyal çevresinde itibarının azalması, hürriyetinden yoksun kalması nedeniyle duyulan elem ve ızdırap ve ruhi sıkıntılarının bir nebze de olsa giderilmesi amacına yöneliktir. Yaşanılan manevi zararın tümüyle giderilmesi olanaksız ise de tayin edilecek manevi tazminat, kişinin acı ve ızdıraplarının dindirilmesine, sıkıntılarının azaltılmasında etken olacaktır. Yine manevi tazminata hükmedilirken kişinin sosyal ve ekonomik durumu, toplumsal konumu, atılı suçun niteliği, şahıs üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler dikkate alınarak adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşır bir tazminata hükmedilmesi gerekmektedir” denilerek manevi tazminat da talep edildi.

Avukat Etem Erman Güneş ve Avukat Onur Bilge Özdemir davayı henüz yeni açtıklarını, Osman Gürbüz’ün yıllardır mağduriyet yaşadığını anlattı.

Haber : Şükrü AĞIRMAN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteakdeniz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.