Antalya’nın ilk kadın belediye başkanı olmak istiyor
Konyaaltı’na liyakatli bir kadın sahip çıkacak!
CHP’den Konyaaltı Belediye Başkan Aday Adayı olan Mimar Sebahat Çevik, Konyaaltı’na belediyecilikte uzman bir kadının sahip çıkma zamanının geldiğini söyledi. Türkiye’de Fen İşleri Daire Başkanlığını yapan ilk kadın olan Çevik, Antalya’nın ilk kadın belediye başkanı olmak istiyor.
Belediyecilik anlamında birçok ilklere imza atan Sebahat Çevik, Konyaaltı için aday adaylığını gazetemize değerlendirdi. CHP’den Konyaaltı Belediye Başkan Aday Adayı olan Sebahat Çevik, Konyaaltı’nın profesyonel bir kadına emanet edilmesinin zamanının geldiğini söyledi. Türkiye’de ilk defa bir Büyükşehir belediyesinde Fen İşleri Daire Başkanlığı görevini yürütmüş olan Çevik, temalı cadde ve sokaklar, kapalı otoparklar, sanatla güçlenmiş parklar, Şemsiyeli Sokak, Antalya Akvaryum, Öğrenci Yurtları gibi hayata geçen birçok projede imzası bulunuyor. Yaptığı bu zorlu iş ve ses getiren projelerden dolayı kamuoyu tarafından ‘Demir Leydi’ lakabı verilen Çevik, Konyaaltı için birçok sosyal, kültürel projeleri hayata geçirdiğini aktardı. Antalya hizmetlerine şimdi Konyaaltı ile devam etmenin zamanı geldi diyen Çevik’ ile yaptığımız röportajımız devamı:
Antalya’da belediyecilik alanında daha doğrusu yerel yönetimde yüksek deneyimli bir uzman olan olarak tanıyoruz. Bu çerçevede neden Konyaaltı’na aday oldunuz?
Konyaaltı’nı çok seviyorum. Eşim Prof. Dr. Nevzat Çevik ve iki oğlumla birlikte yaşamım burada geçti, çocuklarımı burada doğurdum ve büyüttüm. Konyaaltı sakini olarak bu şehri özümsemiş, benimsemiş biriyim. Ben 10 yıllık belediyecilik eğitimi almış biriyim. Bu 10 yıllık eğitimimin sürecinde ise hem Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde Hem de ilçe belediyelerde çalışmalarda bulundum. Büyükşehir’de Fen İşleri Daire Başkanlığı ve paralelinde de Bilgi işlem Daire Başkanlığı görevlerini yürüttüm, Manavgat Belediyesi’nde 5 yıl boyunca Belediye Başkan Yardımcılığı görevini yaptım. Bu belediyelerimizde elde ettiğim geniş tecrübeleri Konyaaltı’na aktarmak ve büyük bir fark yaratmak istiyorum. Önceki Belediye Başkanlarımızın güzel çalışmaları oldu. Ben bu hizmetleri nitelik ve nicelikte daha yukarılara taşımak istiyorum. Bunu bir bayrak yarışı olarak görüyorum.
Daha önce görev yaptığınız belediyelerde ne gibi hizmetler icra ettiniz
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde Prof. Dr. Mustafa Akaydın hocamızın başkanlığı döneminde Fen İşleri Daire Başkanlığı görevini icra ettim. Bu göreve geldiğimde Türkiye’de Fen İşleri Daire Başkanlığı yapan ilk kadındım. Fen İşleri daha çok erkeklerin yapacağı bir görev olarak kabul edilmişti. Belediyelerin nerdeyse bütün ağır iş yükünün hem alanda hem de masada yürütüldüğü bir daire olarak bilinirdi. Dolayısıyla buraya genelde erkekler tercih edilmişti. Ben başlayana kadar bu görevde hiç kadın başkan olmamıştı. Bu konuda bir ilki gerçekleştirdim. Bu görev bana verildiğinde kentte, “Nasıl olacak, kadın ne anlar betondan, asfalttan, inşaattan” diye sesler çıkıyordu. Ben ağır işlerin altından başarıyla kalkıp projelerimi hayata geçirdikçe hızla benimsediler, hatta “Demir Leydi” demeye başladılar.
Antalya ve Manavgat’ın her yerinde görülen birçok ilklere imza atan birisi olarak yaptığınız çalışmalar hakkında okurlarımıza kısaca bilgi verebilir misiniz?
Görevim sürecinde belediyenin her türlü altyapı, yol, kaldırım, üst yapı çalışmalarını gerçekleştirdim. Akvaryum inşaatını yaptım, Yat Limanı’na giden panaromik asansörü yaptım, Kaleiçi surlarını restore ettim, Kültür merkezlerini yaptım, Doğu Garajı müze ve kültür merkezi projelendirme çalışmasını ve daha birçok konsept yol, cadde, meydan projeleri gerçekleştirdim. Bu gibi ağır inşa faaliyetler yaparken diğer yandan da kentin sokak ve caddelerini yeni konseptlerle düzenleyerek sanatı mimariye katıp kentsel cazibeyi arttıran projelerimi gerçekleştirdim. Bu projelerden ‘Şemsiyeli Sokak’ın anlamlı bir farkı vardır. Bu proje Türkiye’de bir ilkti. Gerek Antalya’da gerekse Türkiye’de ses getirdi. “selfie point” oldu. Gündem oturmuş ve Antalya’nın tanıtım yüzü olmuştu. Bu proje Antalya’dan sonra adeta Türkiye’nin tüm kentlerinde uygulanmaya başlandı. Bu proje öncesi o sokakta esnaf iş yapamıyordu. Sokak adeta ölüydü. Proje sonrası sokağın havası değişti. Esnaf iş yapmaya başladı. Deyim yerindeyse ticaret patladı. Bu durum dolaylı olarak istihdama da katkı sağladı. O sokakta çalışan sayısı birken yüz oldu. Kente farklı bir hava kattı. Şemsiyeli sokak ve diğer bazı benzerleri büyük projelerimden öte az parayla çoklu sonuca ve verimliliğe ulaşmanın simgesel örneği oldu. Kaleiçi’ne yaptığım asansör projesiyle artık engelli ya da yaşlı demeden tüm insanlarımız yat limanına inebildi. Şimdi orası da selfie çekim merkezlerinden biri oldu. Bunun yanında Oyuncak Müzesi ve liman düzenlemeleriyle Yat Limanı’nı da cazibeli kullanıma kavuşturduk. Antalya projelerimiz anlatmakla tükenmez. Elimizden geleni yaptık. Bugün bu eserlerimizin tamamı kente hizmet etmektedir.
Antalya’dan sonra Şükrü Başkan ile beş yıl Manavgat’ta Başkan Yardımcısı olarak çalıştım. Orada rutin yapı projeleri yanında özellikle kadın odaklı projeler gerçekleştirdim. Kadın dostu bir kent nasıl yaratılır diyerek bu amacıma yönelik çalışmalara başladım. “Toros Kadınları” markasını yarattım. Kadınlara yönelik pazar alanları oluşturdum. Onların el emeklerinin değerlendirilmesi noktasında katkı sağlamaya çalıştık bu şekilde. “Nehir Taxi” projesi ile turistleri teknelerle otellerden Toros Kadınları pazarına, müzeye ve kente taşıdık. Sosyal, kültürel alanda kadınlara yönelik çalışmalara imza attık. Manavgat’ın köylerinden 6 bin kadını bir turist gibi kentte gezdirdik. O köylerdeki emekçi kadınlar çalışmaktan kenti görmemişti. Bu beni çok duygulandıran bir projeydi. Manavgat’a 5 milyon turist geliyor ama kendi kadınları ne yazık ki o kentin güzelliklerini görebilme fırsatı bulamamıştı. Bu fırsatı yarattık. Jale İnan temalı parkı, kadın edebiyat yarışmaları da bu kapsamda gerçekleştirdim. Kadına yönelik projeleri seviyorum. Çünkü kadına yönelik yapılan her çalışma toplumsal bir geri dünüş sağlıyor. Manavgat’ta ilk kez Kent Müzesini yaptım. Işıklı ve sesli köprü projesi de Manavgat’a çok yakıştı ve benim için de özeldi. Akdeniz Üniversitesi GSF ile Taş Heykel sempozyumunu/yarışmasını kurguladım ve bu yarışmadan edinilen eserlerle Manavgat parkları özgün sanat eserleriyle ve plastik görsellikle buluştu. Şiir yazılı trafolar, şiir okuyan banklar vs daha birçok özgün proje gerçekleştirdim. Bu çalışmalar birçok ödülle onurlandırıldı. Fen İşleri gibi teknik projelere sanatı katarak fark yarattığımı düşünüyorum. Çünkü yaşanabilir, insan odaklı bir kenti böyle tasavvur ediyorum.
Kendi değerlerimi ve deneyimleri katarak Antalya ve Manavgat’ta yaptığım bu çalışmalarımın oluşturduğu liyakatle Konyaaltı’na aday adayı olmaya kar verdim. Belediyecilikten bu bilgi birikimden sonra artık birinci kişi olayım dedim. Kadınlar hep “ikinci adam” oluyordu. Birinci adam olmak için yola çıkma zamanım gelmişti.
Geçen dönemde belediye başkan aday adayı oldunuz, o zamanki süreç ile şimdiki süreç arasında nasıl bir fark görüyorsunuz?
Bir önceki belediye seçimlerinde seçmene kendimi anlattığımı düşünüyorum. Son noktaya kadar iyi gidiyordum ama olmadı. Bazı şeyler olması gereken zamanda oluyor demekki. Siz istediğiniz zaman olmuyor. İşte o zaman bu zamandır dedim. Şu anda aldığım büyük destek de bunu gösteriyor. Aldığım yoğun destek ile aday adayı olmaya karar verdim. Adaylar arasında doğrudan teknik olarak belediyecilik deneyimleriyle donanmış olan ve belediyecilik plan ve yatırımlarından ve diğer teknik işlerden anlayacak meslek olan mimar olan tek aday olmam da bana ayrıca güven veriyor. Belediyecilikle ilgili “daha önce gerçekleştirdiğim projeler şunlardır” diye listeler verebilmek doğrusu keyif ve güven verici bir ayrıcalık.
Seçmene ne gibi projelerle gitmeyi düşünüyorsunuz?
“Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır” derler ya işte ben bu perspektifle seçmenlerimin karşısındayım. Öncelikle hem daha önce yaptığım projeler için hem de yapacaklarım için proje katalogları oluşturduk. Projelerimi ise sosyal projeler, şehircilik / yapısal projeler, tarih ve doğayı koruma projeleri başlıklarında oluşturduk. Bu projeleri oluştururken hem deneyimlerimden hem de Antalya’yı ve Konyaaltı’nı avantaj ve dezavantajlarıyla çok iyi bilmemden yararlandım. Konyaaltı’nın neyi var, neyi eksik, kent merkezi nasıl? kırsalda neler eksik? Uzun yıllara sari iyi bir gözlemleme çalışmam var. Sahile inan trafikten arındırılmış yollar yapmak istiyorum. Kentin özelliğini yansıtan ambiyanslar yaratmak istiyorum. Ticareti hareketlendirecek cadde ve meydan düzenlemeleri yapmak istiyorum. Konyaaltı’nda örneğin ticari bir merkezi yok, çarşısı yok. Bu aslında bir ihtiyaç işte tam bu nokta sevimli bir çarşı yaratmak istiyorum. Öğrencilere her mahallede, güvenle çalışabilecekleri ve ücretsiz çay-kahve içebilecekleri, çorba saatleri olan etüt merkezleri yapmak istiyorum. Çağdaş bir kent için yapılması gerekeni yapmak istiyorum. Kültür ve turizm alanında ise çoğu kişinin bilmediği doğal ve arkeolojik zenginlikleri “koruma kullanma dengesinde” kente ve turizme kazandırmak istiyorum. Örneğin Hisar Çandır var, Sinan Değirmeni var. Bu gibi tarihi ve doğal zenginliklerimizi açık hava müzesine dönüştürmek istiyorum. Trebenna’da (Çağlarca) bir Arkeopark yapmak istiyorum. Hem o bölgeler Arkeolojik anlamda değer kazanacak hem bölge insanı faydalanmış olacak ve hem de kalıntılar korunmuş olacak. Örneğin ünlü Likya Yolu güzergahının son noktası Konyaaltı’dır. Konyaaltı’nda Likya Yolu’nun doğu finaline yakışır bir etkinlik alanı ve etkinlikler programı yapmak istiyorum. Bunun gibi çok sayıda cazip projelerle hem Konyaaltı’nın kırsal kesimine ekonomik kaynak oluşturulacak hem de Konyaaltı’nın sahilden ibaret olmadığını göstermek istiyorum. Bunun yanında Konyaaltı’nı dünya markası yapan ünlü sahilinin kullanımını yaygınlaştırıp kolaylaştıracak hem sahilde hem de -özellikle- geri planda araç parkları, yaya yolları, bisiklet yolları gibi sahilin yükünü hafifletecek ve ticareti, trafiği arka planlara da yayacak projelerim var.
Üreticilerimize özellikle enerji noktasında yenilenebilir enerji ya da yeşil enerji konusunda destek olmak, teşvik etmek istiyorum. Tarımla uğraşan çiftçilerimize bu açıdan destek olmak istiyorum. Tüm bu çalışmaları elbette uzmanlarla, akademiyle iş birliği içinde yapacağım. İnşallah göreve geldiğim ilk günlerde çeşitli konularda Arama Konferansları yaparak bilim insanları ve tüm diğer bilgi ve fikir sahiplerinden Konyaaltı ve halkı için yararlanmak istiyorum. Kırsal köylerimize o köyün ruhuna uygun konut projelerini ücretsiz dağıtmak istiyorum. Kırsalda yaşayanlar yeni ev yapacaksa belediyenin tamamen ücretsiz sunacağı alternatifli projelerden faydalanarak evlerini yapmasının önünü açacağız. Mimarlar Odası ile birlikte çalışarak merkezde ve kırsalda daha düzenli bir mimari oluşturmanın gayreti içinde olacağız. Şehircilik, peyzaj vb. gibi diğer konularda da diğer meslek odalarından yararlanacağız.
Konyaaltı’nın emekli nüfusu çok fazladır. Kadın nüfusu oran olarak yüksektir ve yabancı nüfusu da çok fazladır. Yabancıların toplumumuza entegrasyonuna ilişkin çalışmalarım da olacaktır.
Aday adayları arasında kendinizi nerede görüyorsunuz?
Konyaaltı’nda 20 aday adayı var. Konyaaltı’nda yüzde 44 olan CHP’nin oyunu hem Konyaaltı için hem de Büyük Şehre katkımızı anlamında daha yüksek bir noktaya taşımak istiyorum. Hedefim Konyaaltı’nda % 70’in üzerine çıkmaktır. Antalya’da ilk defa bir önceki seçimlerde seçim sloganı olarak benim kullandığım ve sonrasında herkesin çok tuttuğu Perge’nin 1900 yıl önceki Kent Yöneticisi olan Plancia Magna’dan sonra Antalya’da ilk defa bir kadın belediye başkanı olacak inşallah. Bunun için de benim, parti teşkilatımla, bütün ekibimle ve tüm Konyaaltılılarla birlikte çok çalışmam gerekecek. Bu aynı zamanda çok büyük bir sorumluluk. Gerek aldığım mimarlık eğitimim gerekse belediye deneyimlerime güvenerek hem iyi bir belediye bürokratı ama özellikle de bir belediyecilik teknokratı olarak bu konuda en iddialı aday adayı olduğumu düşünüyorum. Ben hazırım.
Haber: Halil Fidan