Sözen'den "Birlikte karar veriyoruz" halk toplantısı!

Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen halk toplantısına, siyasi parti ilçe başkanları, belediye meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve yönetimleri, odalar ve dernek başkanları ve Manavgat ve Antalya basınının temsilcileri ve Manavgat halkı katıldı. Büyük ilgi gören toplantıda konferans salonu dolup taşarken, pek çok vatandaş da Başkan Şükrü Sözen’in konuşmasını fuaye alanına kurulan dev ekrandan izledi.

Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, tüm misafirleri büyük bir nezaketle kapıda karşılayarak “Hoş geldiniz” dedi. Başkan Şükrü Sözen 1 saatlik konuşmasında Manavgat’ın ihtiyacı olan hastane, üniversite, organize sanayi, marina gibi yatırımların kente kazandırılmamasıyla ilgili düşüncelerini aktarırken, yangın sürecinde yaşadıklarını samimiyetle halkla paylaştı. Başkan Şükrü Sözen, Manavgat Şelalesi’nin mayıs ayı itibariyle belediyenin elinde alınacağını da ilk kez açıklarken, doğalgaz yatırımının kente getirilip getirilmemesiyle ilgili düşüncelerini de paylaştı. Başkan Sözen, konuşmasının sonunda katılımcılara söz vererek doğalgaz konusuyla ilgili görüşlerini beyan etmelerini istedi.

İNSANLARIMIZ GELECEK KAYGISI TAŞIYOR
Başkan Şükrü Sözen konuşmasında şunları söyledi, “Öncelikle bizimle burada olan tüm halkımıza, kentimizin dinamikleri olan oda başkanlarımıza, stk temsilcilerimize, muhtarlarımıza ve siyasi partilerimizin ilçe başkanlarına teşekkür ediyorum. Bugün bizim için hem onur verici hem de heyecanlı bir gün. Manavgat’ımızın dününü, bugününü ve yarınını sizlerle birlikte konuşacak olmamız beni oldukça heyecanlı kıldı. Hepimizin de bildiği gibi insanlarımız, emeklilerimiz, çocuklarımız gününü zor geçirmekte ve üretmekte, hayatını idame ettirmekte oldukça zorluk çekiyor. Küçük esnafın borç altında ezildiğini kredilerle borçlarını ödemek zorunda kaldığına şahit oluyoruz ve yatırımcılarımızın gelecek kaygısında olduğunu gözlemliyoruz. Maalesef bu tablo ülkemizin bir gerçeği olmuş durumda. İnsanlarımızın hak ettiği yaşam koşullarına bir an önce kavuşması en temel arzumuzdur” dedi.

PANDEMİ KOŞULLARI İNSANLARIMIZI YORDU
Koronavirüs nedeniyle yaşam tarzının değiştiğine dikkat çeken Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, sürecin hem ekonomik hem de sosyal olarak insanları etkilediğini söyledi. Başkan Şükrü Sözen, “Bu süreçte kaybettiğimiz vatandaşlarımız oldu. İşini, elindeki birikimleri kaybeden ve ailesi dağılan birçok vatandaşımız oldu. Ama biz hiçbir zaman umutlarımızı kaybetmeyerek ayakta kalma mücadelesi verdik” dedi.

BU TOPLUM EN ZORLU SINAVLARI BAŞARIYLA VERDİ
Türkiye’nin şimdiye kadarki en büyük orman yangınlarını atlattığını vurgulayan Başkan Şükrü Sözen, halkla tek vücut olarak bu zorlu süreci birlikte aştığını söyledi. Sözen, “Canımızı yakan orman yangını sürecinde, vatandaşlar olarak biz bu sınavı eksiksiz verdiğimiz kanaatindeyim. 60 bin hektar orman yok oldu. İnsanlarımızın evleri yandı. 400’ün üstünde hasarlı evi tekrar yaşanılabilir hale getirdik ve pek çok ahır yaparak bir nebze de olsa vatandaşlarımızın yanında olmaya gayret ettik. Bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan gönüllü müteşebbislerimize, tüm dernek ve yardım kuruluşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Tam her şeyi yoluna koyarken Ukrayna- Rusya krizini kapımızda bulduk. Bölge insanımız turizm ile hayatını geçiriyor. Bu sebeple tüm bölge halkı olarak planlarımızı yeniden revize etmek durumunda kaldık. Tüm zorluklara rağmen ayakta kalma kavgasını inanç ve azimle vermeyi hep bildik” dedi.

HER ZAMAN HALKLA PAYLAŞTIK
Manavgat halkının kendilerine verdiği yetki ve görevlerin her zaman bilincinde olduklarını belirten Başkan Sözen, bu görevi eksiksiz yerine getirmek için büyük bir çaba sarf ettiklerini dile getirdi. Başkan Sözen, “Bizlere verdiğiniz bu onurlu görevi yürütürken hiçbir zaman lakayt davranmadık. İdarecilik anlayışımız asla ve asla gelişi güzel olmadı. Her şeyi en ince detayına kadar değerlendirip yol arkadaşlarımla birlikte sizin yaşamınıza kolaylık getirecek bir şekilde hayata geçirdik. Ben bu kentte yaşamaktan gurur duyuyorum çünkü bu kent duyarlı insanların kenti. Bu kent örfüne geleneğine sahip çıkan ve birçok sınav vermiş bir kent. Yakın tarihte bile bu sınavlardan başarıyla geçmiş bir kent. Hafızanızı tazeletmek adına Sorgun çamlığını hatırlatmak isterim. O bölgenin golf sahası olarak tahsis edilmesine bu kent sorumluluk sahibi olan tüm insanlarla birlikte ayağa kalktı. ‘Burası bizim nefes alabileceğimiz yerdir, bizim kalbimiz ve yüreğimizdir’ dedi. Bu haklı direnç sayesinde o yanlış karardan dönülmüştü. Kentimize hizmet getirme noktasında bizi sekteye uğratan 6360 sayılı Büyükşehir yasasıyla belimizi büktüler. İlçelere ait olan gelir kalemleri, terminali, ana caddeleri, mezbahanesi, hal, su temin tesisleri elimizden alındı. Ve biz her zaman olduğu gibi o süreçte de size başvurduk. Anayasal hakkımızı kullanarak basın açıklaması yaptık ve bu yasanın revize yapılması gerektiğini ve yerinden yönetime önem verilmesi gerektiğini ifade ettik” dedi.

ULUALAN MANAVGAT’IN GELECEĞİ
Manavgat’ın geleceği ve yarının teminatı olan Ulualan’ın golf sahası yapılmak istenmesine kent olarak tepki gösterdiklerini belirten Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, çağdaş kent olma noktasındaki en önemli yerin Ulualan olduğunu söyledi. Başkan Şükrü Sözen, “Ulualan’ımız bizim en büyük geleceğimiz. Kentimizi doğru planlayarak yarınlara ulaştırabileceğimiz muhteşem bir yer. Ama bizim gönlümüzün razı gelmeyeceği bir şekilde tasarruf uygulanmaya kalkıldı. 4 tane şirkete 800’er dönümden yer tahsis edilmesi düşüncesini 100 bin imza toplayarak bu kararın yanlış olduğunu anlatmaya çalıştık. Alternatif turizm ve kış turizmini burada hayata geçirebiliriz. Eğer ki kent halkının düşüncesi doğrultusunda orası planlanırsa üreticinin ve istihdamın önünü açmış oluruz. Bu kararlılık sayesinde şimdilik bu tahsis sürecini de ötelemiş olduk” dedi.

SORUNLARI KONUŞAMIYORUZ
Manavgat halkının dik duruşunun kendilerini her zaman onlara karşı borçlu hissettirdiğini söyleyen Başkan Şükrü Sözen, siyaset ötesi bir ortamda Manavgat’ın geleceğine yönelik sorunlarını paylaşmak istediklerini dile getirdi. Başkan Şükrü Sözen, “Her zaman Manavgat halkımıza karşı kendimizi sorumlu hissettik ve bunun bilincinde olduk. Ama üzülerek ifade etmek istiyorum ki bir dönemdir bir masa başında Manavgat’ın yarınını ve sorunlarını konuşamaz hale geldik. Konuştuğumuz zaman suçlanır hale geldik. Geleceğimizi dile getirdiğimiz zaman siyaset yapmakla suçlanır hale geldik. Bizler örnek aldığımız kentler gibi aynı havayı teneffüs etmek durumundayız ve aile olabilirsek sesimizi duyurabiliriz. Tarihte her zaman parçalanan yapılar dağılmaya ve kullanılmaya mahkum olmuştur.

İL OLMA HAYALİMİZ EN BÜYÜK ARZUMUZDUR.
Manavgat konumu, güzellikleri ve ekonomik yapısı itibariyle il olma hayalini hep ifade etmiştir. Bu nedenle bunları devamlı hatırlatmak ve kentin dinamiklerini diri tutmak mecburiyetindeyiz. Bu hedefler sadece sözle olmuyor. Kent olarak eksikleri gidermek zorundayız. 250 bin bakanlık belgesi kapasitesiyle Türkiye’nin en büyüğüyüz. Türkiye, turizmden 24 milyar dolar kazanırken bunun 3 milyar doları Manavgat’tan geliyor. Bu nedenle hayal etmek ve eksiklerimizi yetkililerimizden beklemek bizim en doğal hakkımız. Özeleştiri yaparak noksanlıkları dile getirerek, medeni koşullarda bunun kavgasını vermek zorundayız. Bu hayalleri gerçekleştirmek ve konuşmak için gereken en büyük eksiklerimiz ise devlet hastanesi, üniversite, organize sanayi bölgesi. Bunları konuşmaktan neden imtina ediliyor. Ama bunları dile getirdiğimiz zaman bizden rahatsızlık duyuluyor. Kardeş ilçemiz Alanya’da eğitim ve araştırma hastanesinin yanı sıra üniversite hastanesi ve birçok devlet hastanesini görüyoruz. Manavgat’ın neyi eksik. Biz neden iptidai koşullarda çalışan Manavgat Devlet Hastanemiz var. Doktorların birbir gittiğini duyuyoruz. Bizi aydın bir kent yapacak üniversite hayalimiz var. Manavgat gibi üreten bir kentte neden bir üniversite yok. Neden siyasi arkamıza alamıyoruz. Siyaset bize tabii olması gerekiyor. Biz siyasete değil,. Siyaseti neden çalıştıramıyoruz,. Seçim meydanlarında bize üniversite sözü verilmedi mi. Bu sivil toplum örgütlerinin ve herkesin görevi ve borcudur. Bunu dile getirdiğimiz zaman neden rahastızlık duyuluyor.

ULUALAN PLANI ASKIDA TUTULUYOR
Ulualan Planı neden askıda tutuluyor. Neden konuşamıyoruz. Bir an önce planlatıp, istekleri göz önüne alarak, yerelle bakanlık siyaset neden ortak çalışamıyor. Neden bir masada buluşturulamıyoruz. Bakanlarımızla yaptığımız toplantıda bir 30-40 yıl daha bekleyeceğimiz söylendi. Oranın planlamasını istemek bizim ahakkımız. Orada boğaz ağzında bir liman vardı. Bu kaldırılmaya çalışılıyor. Bunu neden dile getiremiyor, konuşamıyoruz Manavgat olarak.

ORGANİZE SANAYİ
Organize Sanayi Bölgesi söz verilmesine rağmen 2022 yatırım planına dahil edilmedi. OSB gelmesi halinde kentimize istihdam sağlanacak, ekonomik anlamda büyük katkılar sağlayacak. Ama neden bunları dile getiremiyoruz. Neden bunları aile içerisinde oturup konuşamıyoruz. Konuştuğumuz zaman neden birbirimizden rahatsızlık duyuyoruz soruyorum sizlere”

MANAVGAT ŞELALESİ MAYIS’TA ELİMİZDEN ALINIYOR
Duymadığınız bir konuya daha geleyim. Tarih boyunca bizde olan Manavgat Şelale’miz Mayıs ayı itibariyle belediyemizden alınıyor. Talep etmemize rağmen hayır deniliyor ve işgalci durumuna düşüyoruz. Gerekçesini anlamış değilim. O Şelale benim şirketimde değil Manavgat halkının yeri ve gelir kaynağıdır. Manavgat belediyesi orayı kazandırmak için çok yatırım yapmıştır. Biz devletimizin bir parçasıyız ve kurumuyuz. Neden öteleniyoruz. Yarın burası özel bir şirkete tahsis edildiği zaman siyasetçiler ve yönetenler olarak içimiz acımayacak mı” dedi. Manavgat’ımızın orman kökenli bir milletvekili var.  

İNSANIMIZA YAKACAK ODUNU BİLE VERİLMEDİ
Cumhuriyet tarihini en büyük orman yangını olarak kayıtlara geçen Manavgat orman yangınlarında halkın ve belediyenin ekonomik olarak yalnız bırakıldığını söyleyen Başkan Şükrü Sözen, “ İçimizi, canımızı yakan o süreçte iban numaraları halka verildi. Ne kadar para toplanıldığını ben de dahil kimse bilmiyor. En büyük hayalim ise devletimizin güçlü elini evi yanan vatandaşlarımızın üzerinde hissetmekti. Karşılıksız olarak evlerinin devletimiz tarafından yapılmasıydı. Bugüne kadar vatandaşlarımızdan toplanan vergiler, onlara geri hizmet olarak dönebilirdi.  Bu kent insanı eksiğini fazlasını tamamlar ve yaraların sarılmasına destek olurdu. Toplum menfaatini korumaya çalışıp bunları söylerken siyaset yapmakla suçlandık. Evleri yanan insanların yarısının evi bile yapılmıyor. İnsanlar eşinde, dostunda kirada ya da konteynerda yaşıyor. Çünkü yıllık ya da aylık ne kadar borcun içine gireceğini bilmediği için ev yaptırmak istemiyor. Bunları biz neden konuşamıyoruz. Yangın bölgelerinde kesilen ağaçlar yüzlerce kamyon ile günlük olarak taşınıyor. Yangında bile Manavgat olarak ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz ama insanlarımıza ihtiyaç odunu bile verilmiyor. Bugüne kadar oraları koruyan orman köylümüzdü. İnsanlarımız neden yakacağı, çardak ya da kümes yapacağı odunu bile alamıyor. Biz bunu bile konuşamadık. Ama bugün Manavgat Belediyesi’ne tonaj yüklü kamyonların ve iş makinalarının bozduğu yolları yapma mecburiyeti kaldı. Manavgat Belediyesi olarak kaynak kullanamadık ama hayırseverlerin katkısıyla 400 ahır yaptık, 400 hafif hasarlı evi onardık. Manavgat herşeye rağmen Türkiye’nin parlayan yıldızı olacaktır. Mutlaka bir gün gelecek Manavgat hakkettiklerini alacaktır.

PLANSIZ VE KONTROLSÜZ MUZ SERALARI YAPILIYOR
Doğanın en büyük saygıyı hak ettiğini ve büyük bir ders verdiğini belirten Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, kent merkezinde ve mera alanlarında plansız bir şekilde tarım yapıldığını vurguladı. Başkan Şükrü Sözen, “Yangından sonra çalıştaylar yapmamız gerekirdi. Egede olduğu gibi incir defne gibi ekimler yapılarak ekonomiye ve insanlarımızın hayatına katkı sağlamamız gerekirdi. Planlı alanlarda bile sera yapılabilir kanunu çıktı. Doğaya savaş açar bir hale gelerek ne yazık ki bugün Manavgat’ımızda kontrolsüz ve plansız bir şekilde muz serası üreticiliği yapılıyor. Turizmin başşehrinde bu kadar plansız bir üretim anlayışı bizi ciddi zararlar veriyor. Yer altı sularını, soluduğumuz havayı her geçen gün kötüye götürüyor.  Defalarca bakanlığa giderek bunun doğru olmadığını ve bir plan çerçevesi doğrultusunda yapılması gerektiğini aktardık. İnsanların hayatına zarar veren bir şekilde yapılmaması gerektiğini ve sadece belirlenen yerlerde yapılmasının uygun olduğunu anlattık. Yerleşim alanlarından turizm alanlarından uzak durulması gerektiğini, bir kota konması gerektiğini ifade ettik. Manavgatın merkezindeki bir arsaya veya TTA alanına vatandaş sera yapılabilecek. İçtiğimiz suya zarar veriyoruz. Ekolojik yapıya zarar veriyoruz. Bugün bir demre’ye Kumluca’ya bakın. Bunları ortak konuşma mecburiyetimiz var. Bunun dışında mera alanlarında jeotermal sera yapılabilir oluru verildi. Zeytinliklerde maden aranabilir genelgesi çıktı. Bugün çiçek yağının peşinde gündem oluştururken zeytinimizi kaybetmeyelim niye diyemiyoruz. Bunları konuşalım bütün Türkiye’de gündem oluşturalım. Kırkkavak’ta akarsu hesabı yapılmadan mermer ocağı izinleri verilmiş. Yapılan bir yanlışın arkasında olmak zorunda mıyız. Savunuculuğunu yapmak mecburiyetinde miyiz” dedi.

HASTANE ve TEİAŞ YATIRIMLARIYLA İLGİLİ SUÇLANDIK
Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, kendilerine yönelik sistematik bir şekilde algı operasyonları yapıldığını belirterek devamlı sorumluluklarının bilincinde hareket ettiklerini söyledi. Başkan Sözen, “Sorgun çamlığında 3 parselin satışı gündeme gelmişti. Bizler de Manavgat Belediyesi olarak direnç koyduk ve mücadele verdik. O günün vekili hanımefendi de bu yanlış diyerek bizim yanımızda olmuştu. Bu yanlış dememize rağmen hiç bir şey olmamış gibi bizi işaret ederek suçu bize attılar. İhaleyi yapan, satış parasını alanın ve yerin sahibinin bakanlık olduğunu yılmadan anlattık. Bu süreçte halkımız bize inanarak yanımızda oldu. Arkasından gövdemizi ortaya koyduğumuz Ulualan projesi gündeme geldi. Biz, burası kentin geleceği derken algı oluşturarak bizleri de bu işin içine çekmeye çalıştılar. Hastane planıyla ilgili de suçlandık. Manavgat Belediyesi hastane planını yapmadığı için biz hastaneyi yapamıyoruz dediler. Ama gerçek öyle değildi. Konu bize geldiği zaman hem belediye meclisimizde hem de büyükşehir meclisimizde ara kararlar alarak çıkardık. O gün bugündür Planımız var ama hastanemiz yok. Yapılmasını beklerken bize 2023 tarihini verdiler. O tarihe kadar kim öle kim kala. Arkasından Manavgat Belediyesi yandaş basında hedef alınarak TEİAŞ’ın yatırımını engelliyor denildi. Biz Manavgat’a yapılacak olan her yatırım için el etek öperiz. Bizler, TEİAŞ yatırım yapsın diye 5 buçuk dönüm araziyi bedelsiz olarak vermiştik. Amaçları Manavgat Belediyesi’ni halkla karşı karşıya getirmek. Ucuz bir kasaba politikası yapılıyor.

GÖREV VERDİĞİNİZ İNSANLARDAN HESAP SORUN
Şimdi de doğalgaz noktasında sizleri yanılmak istiyorlar. Ankara ile Manavgat arasında köprü vazifesi görme mecburiyeti olan vekillere sormamız gereken şeyler var. Bende dahil bizlere görevleri siz verdiniz. Görev verdiğiniz insanlardan hesap sormaktan lütfen imtina etmeyin. Hiç gocunmadan bize hesap sorabilmelisiniz” Bugün Sağ- sol sulama birliği mesnetsiz bir şekilde Alanyaya bağlandı. Neden bağlandı anlayamadık soramadık bile. Arkasından TEDAŞ’ın kazı izinlerini Alanyaya bağladık. Bu kentin dinamikleri neden siyasete sormuyor. Asliye Ticaret mahkemesi Alanyaya kuruldu. Daha önce asliye hukuk mahkemesi bakıyordu. Şimdi Asliye Ticaret mahkemesinde alanyaya bağlanıyoruz. Bizi yönetenlere neden bunları soramıyoruz. Ey siyasetçiler önümüze düşün neden diyemiyoruz. Manavgata borcumuzu her zaman birbirimize hatırlatmalıyız. Ancak o zaman bu toplumun sorunlarını çözeriz. Bu toplum polemiklerden kısır çekişmelerden bıktı. Bu toplum haklı. Bizleri bir araya getirecek sizlersiniz.  

DOĞALGAZ HALKIN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE OLACAK
Benim tek başıma karar veremeyeceğim bir konudur Doğalgaz konusu. Sizlere sormak için sizi buraya davet ettim. Seçim sürecinde aday arkadaşım da bende doğal gazı getireceğiz diye taahhüt ettik. Firma bize bir brifing verdi. Yasaları da inceledik. Burdur, Antalya, Isparta, Denizli illerine lisans alan ENERYA şirketi bize gelerek meclis kararı almamız ve yatırımın o koşullarda geleceği konusunda bilgi aktardı. Yasayı incelediğimiz o tarihlerde yatırımı yapan üst ölçekteki firmanın tamirat ve tadilatı kendisine ait olduğunu öğrendik. Yasa gereği TEİAŞ, Asat, Türk Telekom da kendi çalışma yaptığı bölgelerde tamiratı ve tadilatı kendisi yapıyor ve bugüne kadar hep böyle devam etti. Bizler de o düşünce ile meclis kararımızı Eylül 2020 tarihinde oy birliği ile aldık. Kararda ise yapılacak olan kazı çalışmaları ile oluşacak tahribat, yüklenici firma tarafından yapılacak veya taahhüt ve tamirat yüklenici tarafından belediyemize ödenecektir diye karar aldık. Bunun arkasından ilginçtir hem EPDK hem ilgili firma tekrar bize yazı yazıyor ve bize üst yatırımı “kendin üstlen” diyor. Biz de buna yasalar gereği ‘hayır’ diyoruz. Rakamlar kentimizin 5 yılına mal olacak şekilde. Hem ENERYA’ya hem de EPDK’ya bunun olamayacağı noktasında yazılar yazıyoruz. Biz meclis kararı aldıktan hemen sonra çok ilginç bir şekilde 2 ay sonra 25.11.2020 tarihinde bakanlık bir kanun maddesi çıkartıyor. Bu maddede sadece doğalgaz imalatı yapan firmaların bozacakları tahrip bedellerini ilgili belediye ödeyecektir diye bir kanun maddesi çıkarılıyor. Bu madde tamamen firmayı korumak amacıyla çıkartılmıştır. Bu konu 2022 Mart ayı olağan meclisimizde tekrar patlak verdi. Mart meclisinde Ak Parti grubu önerge vererek tekrar gündeme getirdi. Biz, oybirliğiyle firma yapsın diye karar almamıza rağmen Manavgat Belediyesi bedeli yüklensin diye bize ek gündem maddesi getirdiler. Meclis içerisinde herkes fikrini beyan etsin bu konu çok hassas, kentimizin geleceği, herkesi sabırla dinleyeceğim söz vereceğim bu tarihi bir karar ancak kimse benim sözümü kesmesin diye görüş beyan ettim. Grup sözcüleri fikirlerini söyledi. Bir kez bile araya girerek sözlerini kesmedim.  Ben herkesin sözünü sabırla dinledim ve konuşmaya başladım ancak ısrarla benim sözlerimi kestiler. Manavgat’ın gündemi ve doğalgaz konusuna nasıl baktığımızı anlatmaya başladım ve bu koşulları halka sormamız gerektiğini söylerken 4 kere sözümü kestiler. Ben de diğer belediyelerden örnekler vererek tamirat bedelinin yüklenici firmaya ait olduğunu anlatmaya çalıştım. 30 km ilerdeki komşu ilçemiz Serik, genişletilmiş bölge kapsamında yer alıyor. 2016 yılında Serik, merkez ilçe olarak kabul edilip bu yatırım planına alınmış. Bu şirket, Antalya bölgesinin yatırım lisansını 2016-2017 yılında aldı. 30 yıl boyunca bu bölgede tasarruf uygulama ve gaz satma karşılığında aldı. Ne değişti bugün TEİAS, ASAT, Telekom kendisi yaparken niye bu yatırımı belediye yapacak diye önerge veriyorsunuz. Maliyeti 400 trilyon. Manavgat alanya Gazipaşa- Mersin-Kıbrıs’a geçecek, aradaki firmaya haksız yere verilen rakamı bir düşünün. Sözümü kesmeye çalıştılar. Bugüne kadar Manavgat Belediyesi Meclisi’nde hiçbir şekilde kavga ve sert sözler asla olmamıştır ve buna müsaade etmedim. Etmeyeceğim. Burası birilerinin vitrin yapabileceği, popülitelerinin yükseleceği ve bir yerlere gelmek için basamak amacıyla kullanacağı bir yer değildir diye meclisi neticelendirdik. Elimizde bir çok belediyenin bu kararları alıp kamu zararına uğradığına dair Sayıştay kararları da var. Meclisimizin ardından AK Parti İlçe Başkanı ve meclis üyeleri üzüntü duyacağım bir basın açıklaması yaptı. Buradan bir meclis üyesi arkadaşımı adab-ı muaşeret kurallarına uymadığı için esefle kınadığımı belirtmek istiyorum. Bunu şu anki AK Parti İlçe Başkanı Ahmet Ali Erol çok iyi bilir. Kendisi geçmişte meclis üyeliği yaptı. Son derece nezaketli bir 5 yıl geçirdik. Yapıcı olumlu tutumlarıyla her zaman meclise katkı yapmıştır. Kendisine teşekkür ediyorum., Ama bir eksiğini daha belirtmek istiyorum. İlçe başkanıysanız meclis üyesi arkadaşlarına bir meclis başkanının sözünü kesmemeleri gerektiğini demeniz gerekirdi. Bu en basit kuralı bu arkadaşıma bildirmek durumundaydınız. Maalesef eksik kalmışsınız ”

BİZ DERSİMİZE ÇALIŞTIK
Meclisten sonra ENERYA yetkilileriyle yeniden toplantı yaptık. Bize 1854 km yolun bozulacağını bildirdiler. Yani bizim mecliste verdiğimiz rakamdan yani 750 km’den fazla. 2022 Mart Ayı Olağan Meclisi’ne büyük bir hazırlık ve çalışma yaparak geldiğini belirten Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, derslerini çalışmadan gelen Ak Parti grubunun halka yanlış bilgiler ve rakamlar aktardığını söyledi. Meclise hazırlıksız ve bomboş bilgiler ile gelen Ak Parti grubu aynı şeyleri tekrarlayarak topluma yanlış bilgi vermeye çalıştı. 1854 km tamirat ve tadilat yasal olarak firmanın mecburiyeti. Son dakika çıkan yasa, bizim gönlümüzün kabul edebileceği bir şey değil.  Bu 1854 km’nin genişliğini 1 metre olarak hesapladığımız takdirdeki o gün bana göre hiçbir şey bilmeyen ama kendisine göre çok şey bilen arkadaşım asfaltın metrekaresine 140 lira dedi.  Ben sizlerin vesilesi ile buradan kendisine iletiyorum 1 hafta belediye başkanlığı yetkisini bu arkadaşıma vereceğim. Bütün Manavgat’a 140 liradan asfalt yaptırsın biz de onun parasını ödemeye başlayalım. Kimse insanları yalan bilgilerle donatmasın. Bu rakamların gerçekliği yok ve bu toplumu kimse yanlış bilgilendirmeye cesaret etmesin. Asfalta son 3 günde gelen zamlarla birlikte bugünün parası ile metrekaresi 240 liradır. Ve Tüpraş’a verdiğiniz nakit para ile gelir çünkü asfalt petrol maddesidir. Her gün zam gelen bir malzeme. Doğalgaz yatırımının maliyeti bize 444 milyon lira çıkıyor. Bölge bölge değişen borular ve 80 cm kazı yaptığımızda öngörümüz itibariyle 240 TL’den hesaplanırsa 355 milyon lira çıkıyor. Bizim bütçemiz ise 520 milyon lira. Kısacası bu rakamlar Manavgat’ın 5 yılını ipotek altına almak demektir. Bu, bizlerin tek başına alacağı bir karar değildir ve bu yüzden dolayı sizlere başvurmayı istedik. Bir de yanlış bilgi veriyorlar. Bu yatırım 14 yıl devam edecek diyorlar. Bir yatırım 2 yılda yapılır biter. 14 yıla yaymak kimin hakkı. Ben 5 yılda yapılacak ve parasını ödeyeceğim diye bakmak zorundayım.



GENEL AFETTEN FAYDALANABİLİRİZ
Manavgat genel afet bölgesi ilan edildi. Bu kavramın karşılığı nedir o bölgenin belediyesi belli ölçüde ekonomik katkı alır, yanında devletin gücünü hisseder, bazı vergilerden muaf tutulur, destek olunur. Bunu biz görmedik. Bu kapsamda değerlendirebilirler. Enerya’ya da aktardık. Üst yatırımı devlet yapabilir dedik. Bizi ayrı tutun dedik. Biz tonajlı kamyonlardan bozulan yollarımızı nasıl yapacağımızı kara kara düşünürken, bir de 1854 km yolu nasıl yapacağız diye düşünüyoruz. Bu kararı aldığımız takdirde ilgili belediye refleks gösterirken, gelirlere zam yapacaktır. Gece vakti kanun çıkarılabiliyor, yanan ağaçlarla devletin hazinesine katkı yapan manavgatın bunu istemeye hakkı var. Bugün bu kararı alalım bu yatırım herşeye rağmen gelsin diye geldik. Ama bu para haksız yere bizden alınmasın derseniz bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Sizi sanki bu yasa 2016’dan beri varmış gibi lanse ediliyor, ama bu yasa 2020’nin son ayında karar altına alındı. Meclis üyesi arkadaşımın rahmetli babası Karamancı Ilıcada belediye başkanlığı yapmış bir büyüğümüzdü. O cezaevi yapılan 550 dönüm alanın üniversite yapılmasını o günün koşullarında not düşen bir belediye başkanıydı. 2022’nin Şubat ayında yeni cezaevi alanına dönüştürüldü. Sen bu kentin değerlerine bu kadar hassasın da neden o alanın cezaevine dönüşmesinde bir tek duruş koymadın. Hepimiz orada gittik basın açıklaması yaptık. Bu kentin önce üniversiteye ihtiyacı vardır derken biz, sen nerdeydin. Halka rağmen halka hizmet yapılmaz. Bizler, belediye meclisinde kimseye şov yaptırmayız. Bu kentte yaşayan insanların kafasının karışmasına da asla müsaade etmeyiz” dedi.

Toplantıda söz alan Manavgat halkı ise, Başkan Sözen’e teşekkür ederek, “İmzalamayın, bizi çiğnemeden geçemezler. Doğalgaz yatırımı kentimize bedel ödemeden gelmelidir. Biz sizin arkanızdayız. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyoruz” diyerek destek verdi.

Haber Merkezi