HERKES GÖREVİNİ YAPMALI...!

Milli Mücadele Partisi Genel Başkanı Ahmet Kayanın yapmış olduğu yazılı açıklama: “YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA” BÜTÜN SAVCILARIMIZI, ANAYASA MAHKEMESİNİ, YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILARINI, YARGITAY, DANIŞTAY, SAYIŞTAY BAŞKANLARINI VE TÜM YARGI ORGANLARINI, HSYK’NU, TÜM BAROLARI, GENELKURMAY BAŞKANI VE TÜM KUVVET KOMUTANLIKLARINI, TÜM EMNİYET GÜÇLERİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ.. Küreselleşme dayatmasına karşı, başkaldırılar başlamıştır. -Tüm dünyada küreselleşmenin örgütleri; bilinçli ve onurlu ülkeler,uluslar ve kamuoyunca protesto edilmektedir. — Tüm dünyada savaş karşıtları seslerini yükseltmektedir. — Özellikle bugünlerde,toplumun değişik kesimlerinin NATO ve ABD karşıtı protes tolara katılması,ABD emperyalizmine ilişkin savların doğruluğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Em.Kurmay Yarbay Talat Turhan’ın 1991’ de bir gazeteye verdiği demeçte, NATO’ya üye olduğu halde,Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiçbir zaman NATO standartlarına ulaştırılmaması nedeniyle bu paktın ülkemize ihanet ettiğini açıklamıştı. Körfez sorunu sıcak savaşa dönüşecek, Amerika’nın elindeki çevik kuvvetlerle Körfez’e yönelik,yani NATO amaçlarının dışında kendi kuvvetlerini Türkiye’de konuşlandırması ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ nden yararlanma istekleri oldu.Kapalı kapılar ardında pazarlıklar sürdü. Amerika’nın Muş bölgesine kadar üs kurmuşlardı.Türkiye’de bulunan üsler, NATO amaçlarına hizmet etmek yükümlü lüğü altında.NATO’nun patronu Amerika olduğuna göre,Amerika’nın bütün niyeti, yurdumuzdaki bu üsleri gerektiğinde kendi çıkarları yönünde olası bir sıcak savaşta kullanmaktır.” ülkemiz ve dünya,çok daha kötü bir süre ce doğru sürükleniyor.Gerek iktidarın, gerekse tüm Muhalefet Partilerinin onayları ve Türk Milletine olan Sadakatla rını terk etmeleri,emperyalist küresel güçlerin denetimi ve kontrolü altına girmeleri Türkiye’yi Yıkıma aday ilk denek Ülke konumuna getirmiştir. Akp’nin iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye ve Yavru Vatan Kıbrıs’ın satışı ve tasfiyesi başlamıştır. Gizli Dünya Devleti örgütünün en güçlü Mali Silahlarından biri olan ve ekonomileri zayıf Ülkeleri ele geçirme amacı ve politikası güden Avrupa Birliği vermiş olduğu hibe desteği,Yardım,Bağış veya kredilerle ülkeleri yöneten siyasileri ve muhalefet partilerini kendilerine diz çöktürmüş,boyun eğdirmiş, dayatmacı ve katı kuralları ile istedikleri her emri veya talimatları uygulatır hale gelmiştir. 29 Ekim 2004 tarihinde Roma’da Brüksel’de tüm dünyanın gözleri önünde ve Dünyadaki bütün Türk’leri yok edeceğiz diyerek Haçlı seferlerini başlatan Papa III.İnnocent’in heykelinin altında dönemin başbakanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Emperyalizmin baş şovmeni, baş savunucusu olmuş,onların askerliğini ve hizmetçiliğini kabul etmiş,TC Devletinin ve Türk Milletinin tapusu,namusu,onuru, gururu ve şerefi Lozan anlaşması yok sayılmış,Emperyalist küresel güçlerin 100 Yıllık hayal ettikleri “Sevr’e dönüş” hayalleri ve özlemleri gerçekleşmiş ve teslimiyete giden hazin bir süreç başlamıştır. Buradaki Vatana ihanet töreninde Kurtuluş savaşındaki yenilgilerini unutmayan emperyalist küresel güçler Türk Milletinden ve Devletinden intikam amaçlı savaşsız bir galibiyet yaşamanın sevincini Vatikan,Bizans zaferi şovuna dönüştürmüş ve Roma imparatorluğunun Dünyaya Hakim olacağını ilan etmiştir. Bu ihanet sözleşmesi tek Dünya Devleti Anayasası olan Birleşik Avrupa Devleti Anayasasında yer almıştır. Kendilerini Türk Kamuoyunda Müslüman Liderler olarak lanse ettirenlerin Avrupa Anayasasının giriş bölümünde “ Hristiyan Dünyasından İlham alarak” diye başlayan teslimiyet Anayasasına imza atmış,onay vermiş ve dolayısıyla da Hristiyanlığı kabul ederek, İslam Dinine karşı savaş açtıklarını, ancak bu yaşananların hiç birisi Kamuoyuna yansımamış Milletimiz’ den gizlenmiştir. Dikkat çeken ve Türk Milletini sırtından vuran Vatana ihanetin bir başka boyutu da Yapılan bu ihanet sözleşmesi ve Roma Anayasasının bilinçli ve kasıtlı olarak Cumhuriyetimizin Kuruluş Yıldönümü tarihi özellikle seçilerek, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşundan intikam aldıkları ve Yine Dünyadaki bütün Türk’leri yok edeceğiz diyerek Haçlı seferlerini başlatan Papa nın heykelinin altında törenle teslimiyete imza atmaları resmî Türk düşmanlığını bir kez daha göstermiş ve intikam alma duygularının gerçekleştiğini kanıtlamıştır. Kamuoyunda Yunanistan’ın işgal ettiği sanılan 22 Adalarımız Akp Genel Başkanı Erdoğan tarafından Atina’da yapılan gizli görüşmeler sırasında satılmıştır. Yunanistan bu adaların 16’sını ABD’ye satmış, ABD bu üslerin tamamına Askeri hava üsleri ve Füze ramparları kurmuş, savaş uçakları Türkiye’yi hedef yapacak şekilde konuşlandırılmıştır. Yunanistan ABD’ye sattığı Türk adaları üzerinden çökmüş olan ekonomilerini düzeltmiş,modern silahlar,Füzeler,Savaş uçakları almış,ABD ordusu tarafından da eğitilerek tüm sınırlarımıza, Dedeağaç, Girit ve Yavru Vatan Kıbrıs’a yerleşmiştir. TC Devletini tasfiye ile Vatikan’a teslim etmekle görevli Akp hükümeti Yavru Vatan Kıbrıs’ı da satmış,Avrupa Birliği seçimlerinde 2 milyar civarında halka para dağıttırmış, 113 bin civarındaki KKTC Vatandaşının da Rum kimliğine kavuşmalarına onay vermiştir. Kıbrıs Rum Devletini tanıyan ilk Ülke de Türkiye olmuştur. Emperyalist küresel güçler artık sonuç alma noktasına ulaşmış ve son finallerini oynamak için gün sayımına başlamıştır. BOP kapsamında ABD,İsrail denetimi ve kontrolü altında halifelik,hilafet tarzında uydu bir “Osmanlı modeli”ne doğru sürükleniyoruz. Müslüman misyonerler (!) bu amaca hizmet etmek için küreselleş tiler... Madalya üzerine madalya,fahri doktora üzerine fahri doktora alıyorlar... 1985’ten bugüne kadar Avrupa Birliğin den milyarlarca/Trilyonlarca Euro,dolarlar alıyorlar. Siyasilerin ve Ülkemizi yöneten iktidarların kendi ihanetleri yetmiyormuş gibi tüm Belediyeleri, tüm Sivil toplum kuruluşlarını,odalar’ı,Birlikler’i,Vakıfları, şirketleri,şahısları Avrupa Birliği ile koordineli bir tuzağa düşürmüş bunların da Avrupa Birliği hibeleri ve yardımları ile AB’nin denetimi ve kontrolüne girerek diz çökmeleri, boyun eğmeleri yasal bir teslimiyet aşamasına girmiştir. Yaşanan binlerce Vatana ihanete karşın hiçbir Muhalefet Partisi görevini yapma mış,görevlerini ihmal ve suistimal etmiş, Ülkemizi teslimiyete götüren süreçleri bir oyalama mekanizması olarak kullanmışlar ve Vatana ihaneti Milletimizden gizleme görevi üstlenmişlerdir. Türk siyaseti emperyalist küresel güçlerin denetimi ve kontrolü altına girmiş,TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Makamları Vatana ihanet ana merkez üssüne dönüşmüş,bilinçli ve kasıtlı olarak yapılan binlerce Vatana ihanet Milletimize bir Lütufmuş gibi sunulmuş,Milletimiz kandırılmış,aldatılmış,aptal,enayi yerine konulmuştur. Kamuoyuna saygıyla;   Ahmet Kaya Milli Mücadele Partisi Genel Başkanı