MENZİL SİTESİNDE YAPI KATLİAMI OPERASYONU...!

ASAYİŞ 01.09.2023 - 14:23, Güncelleme: 08.12.2023 - 04:21 4215+ kez okundu.
 

MENZİL SİTESİNDE YAPI KATLİAMI OPERASYONU...!

Antalya otogarı yanında bulunan Menzil Sitesinde yaşanan olayları Av. Yusuf Aslan ve site sakinlerine sorduk... Yaşanan hukuksuzlukları gündeme getirdik... Menzil Sitesi kimlerin hayalini süslüyor zamanla göreceğiz...

Karot alma savaşlarında 4'üncü teşebbüste 2'nci kez karot alınmasına karar verildi. Tekrar karot almaya gelenler karot almak için bir binayı delerlerken mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alındı.   Karot alma bahanesi ile binanın kolonlarına zarar mı verilmek isteniyor...? Daha önce Menzil Sitesine, Çevik Kuvvet Polisleri ile iki kez karot numunesi almak için gelen görevliler, karot numunesini alamadan gitmişlerdi. Karot numunesi aldırmak için aralarında kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyelerinin de bulunduğu bir grup dört kez mahkemeye başvurmuş, ancak dört ayrı mahkeme tarafından da delil tesbiti yoluyla karot numunesi alınmasında delillerin kaybolma tehlikesinin ve hukuki yararın olmadığı gerekçesiyle talepleri reddedilmişti. Bu arada geçen hafta içinde bazı kooperatif üyelerinin avukatı Yusuf Aslan tarafından 15.05.2022 tarihli genel kurulun ve kararlarının iptal edilmesi için dava açılmıştı. Davada flaş bir gelişme yaşanmış, bilirkişi raporu ile “Kooperatif üyelerinin yararı, huzur ve güveni ile kooperatifin geleceği için kayyım tayin edilmesinin uygun olacağı” belirtilmişti. Bilirkişi raporunun gelmesinden hemen sonra arkalarına çevik kuvvet polislerini de alarak operasyon düzenlenmiştir. Kooperatif üyesi olmayan kimliği meçhul ve avukat olduğunu söyleyen kişilerin emir ve talimatı ile 16 Haziran günü Menzil Sitesine baskın yapıldı. Daha önce karot alındığı belirtilen binalardan ikinci kez karot numunesi alınması halinde yıkılma, can ve mal kaybı tehlikesine karşı hiçbir önlemin alınmadığı gözlemlendi.Özel firmaya eşlik eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünde şube müdürü olan Bülent Yavuz’un hangi sıfat ve yetkiyle orada bulunduğu kat maliklerinde merak uyandırdı. Bazı kat maliklerinin avukatı, aynı zamanda sitede dairesi olan, olayları bizzat yaşayan, davalar hakkında bilgisi Av. Yusuf Aslan’dan sorduk. Hilmi ŞAHİN:Menzil Sitesinde neler oluyor, anlatır mısınız? Av. Yusuf ASLAN:Menzil Sitesini Dünya’ya rezil ettiler ve evlerimizin değerini düşürdüler. Biz de “Menzil Sitesi sağlamdır” diye tüm Dünya’ya tescil ettireceğiz. Menzil Sitesi, meltem rüzgârlarının estiği güzel bir yerde, sağlam şekilde ayakta duruyor. Menzil Sitesini yıkmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Bunu herkes bilsin. Çünkü kooperatif yönetimi tarafından dokuz bloktan da daha önce karot numunesi aldırılmıştır. Raporu alan firma yetkilisi ile de görüştüm. Bu raporlara göre binalarımız gerçekten de sağlamdır. Yeniden rapor alınmasına gerek yoktur. Bu raporlara göre iskan ruhsatının verilmesi zorunludur. Güçlendirmeye dahi gerek yoktur. Hukuken de her bina yapıldığı tarihteki mevzuat ve şartlara tabidir. Kepez Belediyesinin raporunda güçlendirme yapılması istenilmiş ise de bu raporun bir bağlayıcılığı yoktur. İskan ruhsatı alınması mümkün ise siz neden başvurmuyorsunuz diyenler olabilir. Bu işler yasal olarak her bloktan birkaç kişinin başvurması ile başlanabilir ise de devam edebilmek için tüm üyelerin masraflara katkı katılması ile gerçekleşebilir. Bu sebeple kooperatif yönetiminin acilen değişmesi gerekiyor. Bu işler halledildikten sonra da kooperatifi tasfiyeye sokacağız ve derhal feshedeceğiz... Hilmi ŞAHİN:-Madem binalar sağlam diyorsunuz, karot alınmasına neden karşı çıkıyorsunuz? Av. Yusuf ASLAN: Hiç karot raporu alınmamış olsaydı herhangi bir mahzuru yoktu ve alınabilirdi. Biz de karşı çıkmazdık. Ancak bilindiği üzere karot numunesi binaların taşıyıcı sistemleri olan kolon ve kirişleri delinerek alınmaktadır. 2013 senesinde de o günkü mevzuat hükümleri doğrultusunda binaların tamamından karot numunesi alınmıştır. İşin uzmanları ile de görüştük, ikinci kez karot alınmasına gerek yok, izin vermeyin dediler. Aksi halde binanın taşıyıcı sistemi olan kolon ve kirişleri bir kez daha zayıflayacağı için binaların yıkılmasına ve çökmesine sebep olabilecektir. Daha önce karot alınması için geldiklerinde “İkinci kez karot alındığında binaların çökmesine, mal ve can kaybına sebep olunduğunda zararı üstlendiklerine dair belgeyi imzalayın, buyurun yapın” dedim. Hiçbiri böyle bir riski üstlenmedi. Hilmi ŞAHİN:-O halde hala neden karot numunesi almak istiyorlar? Av. Yusuf ASLAN:Fotoğraf ve görüntülerden de anlaşılacağı üzere amacın karot numunesi almak olmadığı anlaşılacaktır. İkinci kez karot alarak binaların kendiliğinden yıkılmasını istiyorlar. İkinci kez alındığında yıkılmazsa taraftarları birer birer sıraya girerek her bina için 64-82 kez karot aldırarak binaların yıkılmasını sağlayacaklardır. Kat mülkiyeti veya kat irtifakına tabi taşınmazlardaki her dairenin kolonları, kirişleri, hatta balkonları, mimari projesi, statiği, çatısı ortak alana dahildir ve herkes bu alanların korunmasını isteme hakkına sahiptir. Kimse daire benimdir istediğim gibi karot aldırırım, deldiririm veya yıkarım diyemez. Aksi halde hukuken sorumlu olur. Bu binalar müstakil mülkiyete değil, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine tabidir. Herkes kanuna uymakla mükelleftir. En alt kattaki kiriş veya kolonun alınması sebebiyle bina çökerse tüm apartman çökmüş olur. Bir diğer sebebi de kentsel dönüşüme gidilebilmesi için “riskli yapı veya riskli alan raporu verilmesi” lazım. Lisanslı özel firmadan yeniden alınacak rapor ile bu amaca ulaşmaya çalışıyorlar. Ellerinde karot raporları olan kooperatif yöneticilerinin başka ne amacı olabilir? Riskli yapı raporu yok, varsa ellerindeki raporu işleme koysunlar. Koyamazlar, çünkü binalar sağlam ve mevzuata uygun. Hilmi ŞAHİN:Binalar sağlamsa riskli yapı raporu nasıl verilebilir? Av. Yusuf ASLAN:Siz, kat malikleri olarak tebdil-i kıyafet ile lisanslı firmaya gidin ve karot raporu alacağız deyin. Emin olun size “Nasıl bir rapor istiyorsunuz” diye soracaklar. Siz de “Riskli yapı raporu istiyoruz, kentsel dönüşüme gideceğiz” diyorsunuz. Ve genellikle tüm işlemler anında tamamlanıyor. Sitemizin büyük çoğunluğu yaşlı ve aynı zamanda dar gelirli insanlar. Yargı masraflarını karşılamakta –inanın- güçleri yok. Masraf parası lazım diyorum, belki de ekmek parası olan 100 TL’yi çıkararak ancak verebiliyor. Ben karşılarım, gerek yok diyorum kabul etmiyorlar, o kadar da onurlu ve gururlu insanlar… Yazık değil mi bu insanlara? Hilmi ŞAHİN:Sahte riskli yapı veya riskli alan raporu verilmesi suç değil mi? Av. Yusuf ASLAN:Elbette suçtur. Ancak dar gelirli bir vatandaş, nasıl avukat tutacak, yüksek masrafları nasıl karşılayacak? Lanet olsun, Allah belanızı versin deyip haklarını arayamıyor. Ama biz sonuna kadar uğraşacağız. Sahte rapor verilirse de gereğini tereddütsüz yapacağız, suç duyurusunda bulunacağız, idari işlemlerin iptal edilmesi için dava açacağız. Hilmi ŞAHİN:Binalarla ilgili risk analiz raporu verilirken hangi tarihteki kanunlar geçerli? Av. Yusuf ASLAN:Kanunların zaman bakımından uygulanması ile ilgili kanun hükümleri mevcut. Türk Medeni Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre her olayın veya davanın gerçekleştiği tarihte hangi kanun geçerli ise o kanuna göre hüküm verilir ve mesele halledilir. Mesela binalar 1986 yılındaki mevzuata ve şartlara göre yapılmışsa o zamanki mevzuat geçerlidir. Siz bir bina yapıyorsunuz, mesela 15 sene sonra mevzuat değiştiği için hiçbir kişi veya kurum yaptığınız binayı yıkın ve son mevzuata göre yeniden yapın diyemez. Kazanılmış hak ilkesinin de ihlal edilmemesi lazım. Devlet’in bunu diyebilmesi için binaların maliyetini, evler teslim edilinceye kadar kira bedellerini ve tazminatlarını ödemesi lazım. Binalarınızın o günkü şartlara göre yapılmasının sebebi Devlet’tir. Söylediğim gibi kanun hükmü uygulanmayacak olursa Türkiye’deki binaların 80-90’nın yıkılması ve yeniden yapılması lazım ki Türkiye değil Dünya’nın bütçesi bile yetmez. Hukuku ve hakikati bilmeyenler Dünya’ya nizam vermeye çalışırlarsa her şeyi yıkar ve yakarlar, gözleri hiçbir şeyi görmez. Hilmi ŞAHİN:Kentsel dönüşüm mü, farklı bir amaç mı?görüşünüz nedir? Av. Yusuf ASLAN:Ülkemizde uygulanan sistem, adeta Devlet’in sopasıyla halkın dövülerek ve falakaya yatırılarak haksız dönüşüme ve katliama mecbur bırakılmasıdır. Hafta içinde Menzil Sitesinde bu aynen uygulanmıştır. Maalesef Bakanlık ve il müdürlükleri adeta uyuyor. Menzil Sitesinde resmen gündüzün ortasında katliam yaptılar, ortalığı darmaduman ettiler. Devlet’in şefkatli ve adil elini maalesef göremedik. Lisanslı firmalara verilen yetkilerin de gözden geçirilerek gerekirse iptal edilmesi ve mevzuatın kökten değiştirilmesi şart olmuştur. Resimlere baktığımızda amacın karot numunesi alınması olmadığı, bilâkis işlemin anlatılan katliama hizmet ettigi net olarak görülecektir. Hilmi ŞAHİN:Karot alınmasına devam edilecek mi? Av. Yusuf ASLAN Elimizde dört ayrı mahkeme kararı olmasına rağmen maalesef hukuksuzluğa devam edildi. Bunun üzerine aynı gün mahkemeye başvurduk. Mahkemece dokuz blokun da aynı haliyle devam etmesi ve karot numunesinin alınmasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Adli tatilde olmamıza rağmen Mahkeme çok hızlı bir şekilde karar verdi, diğer bloklara zarar veremediler ve mağduriyet daha fazla büyümeden önlenmiş oldu. Bu arada K Blok gazi oldu. Delik deşik etmişler ortalığı. İhtiyati tedbir kararına itiraz etmiş olabilirler. Ancak hukuki mücadelemiz devam edecek ve haklı olan kazanacaktır. Hilmi ŞAHİN:Neden ilk hedefleri Menzil Sitesi? Av. Yusuf ASLAN:Menzil Sitesinin bulunduğu mahallede komşusu ANAYOL, ÖDEVİM, ODAMESKEN, ANIT, ÖZANADOLU, ELMALI SİTESİ dahil yedi site var. Hepsi de bildiğimiz kadarıyla aynı durumda. En büyük alana ve daireye Menzil Sitesi sahip. Menzil Sitesini yıkarlarsa, diğer sitelere sıra gelecek, tüm siteleri riskli alan ilan edilerek tamamını haksız dönüşüme kurban edecekler. İnsanların sağlam evlerini başlarına yıkacaklar. Hatta Antalya’da bulunan tüm binaları aynı gerekçeyle riskli yapı/riskli alan gösterme imkânları doğacak ve emsal teşkil edecektir. Onun için Antalya’da yaşayan, nefes alan ve malını mülkünü düşünen herkesin bize destek vermesi ve mücadele etmesi gerekiyor. Hukuku, adaleti ve yargıyı aşarlar ve bypass ederlerse kimsenin yapacağı bir şey kalmaz, herkesi göz göre göre sokağa atarlar. Bu kafa yapısı ile kentsel dönüşüm bahanesiyle yüzlerce yıllık tarihi eserleri bile yıkarlar. Özellikle komşumuz olan siteleri ve tüm Antalya’yı bizi desteklemeye ve yanımızda durmaya davet ediyorum. Hilmi ŞAHİN:Kentsel dönüşüme karşı mısınız? Av. Yusuf ASLAN:Taşınmaz sahiplerinin hak ve yararlarını koruyacak, kira bedelini ve gecikmeden doğacak tazminatların tamamının banka teminat mektubu ile garanti altına alınacağı, tamamlama sigortasının yaptırılacağı, birinci (A sınıfı) sınıf, dürüst ve güvenilir, ekonomik ve mali durumu iyi bir müteahhit gelirse kim karşı çıkabilir ki? Önemli olan sözleşme şartlarıdır. Varsayalım ki müteahhitle içli dışlı olan, hırsızlık suçundan ve daha başka suçlardan kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunan birisi, size Dünya’yı vaat etse kabul eder misiniz, vekâletinizi verir misiniz? Mesela hiç bir uzmanlığı ve mesleki kariyeri olmayan yedi kişi, inşaat mühendisliği, mimarlık ve hukuk alanı dahil sizi temsil edeceğim dese vekaletname verir misiniz? Size sözleşmenin hiçbir maddesini ve şartlarını gösteremeyen ve ne yapacağını bilmediğiniz birilerine güvenir misiniz? İmar durumu (imar çapı) müsait olmayan ve imar planının değiştirilmesi de imkânsız ise bir hayal uğruna sağlam evinizi yıkar mısınız? Kentsel dönüşüm vaadi, kooperatif yönetiminin seçimden seçime kullandığı bir hayal malzemesidir. Zaten kendi taraftarları bile muhtemelen güvenmedikleri için noterden vekâletname vermediler. Uyarılarımızı dikkate aldıkları ve vekaletname vermedikleri için hepsine çok teşekkür ediyorum. Kendi taraftarlarının bile vekaletname vermediği ve güvenmediği bir çoğunun da azlettiği yönetime kim güvenir? Hilmi ŞAHİN:Yasal yollara başvurdunuz mu, kimler hakkında? Av. Yusuf ASLAN:Evet yasal yollara başvurduk. Ancak isim vermem doğru olmaz. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmamalı. Hilmi ŞAHİN:Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Av. Yusuf ASLAN:İnsanlarımızın mağdur ve perişan olduğu, hukuksuzluğun tabir-i caizse ayyuka çıktığı bir hususta kamuoyunu aydınlattığınız için size ve gazeteniz ekibine teşekkür eder, başarılar dilerim.   SİTE SAKİNLERİ İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER: Site sakini Nebi Aydın “Hukuksuz şekilde saldırıya uğradık, avukatımıza haber verildi. Kendisi geldiler, polisler dahil hepsine karot alınamayacağını, mahkemelerce 4 kez reddedildiğini söyledi. Kat malikleri kurulunun da kararı olmadığını, oybirliği ile karar alınmasının gerektiğini, açılan son davanın beklenilmesi gerektiğini karot alınan yerlerin binanın ortak alanı olduğunu polislere, şube müdürüne, amirlerine anlattı. Cep telefonundan uyapa girerek kararı gösterdi. Bir türlü ikna olmadılar, daha doğrusu olmak istemediler. Polisler adeta avukatımıza zor kullanarak ve tutarak ve müdahale ederek görev yapmasını engellediler, kooperatif üyesi dahi olmayan bir kişi avukatımıza saldırdı, içeriye bizleri almadılar. Sonradan gördük ki rastgele her yeri delik deşik etmişler. Bir nevi katliam yapmışlar ve binamızı başımıza yıkmak istemişler. Mahkemeye başvuruldu ve durdurma kararı verilmiş, avukatımız kararı okudu. Mahkemeye ve avukatımıza çok teşekkür ediyorum. Yaşasın adalet. Keşke bu muamelelere maruz kalmasaydık. Çok üzgünüm ve kahroluyorum” dedi. Site sakini Sevgi Güven ise binalarda gördüğü manzara karşısında dayanamayarak sinir krizleri geçirerek bayıldı. Hastaneden ambulans geldi ve sitede tedavi ettiler. Kendisiyle görüştüğümüzde “Evladım ben haksızlıklara dayanamıyorum. Evleri o halde görünce savaşta bombalanmış zannettim. Kim olduğunu bilmediğim kişiler emirler yağdırıyorlardı. Öyle karot mu alınırmış? Televizyonda bazı rakamlar telaffuz edildi. Biz de şikâyet ettik, hala ses çıkmadı. Binalarımız sapasağlam ayakta duruyor. Böyle yaparak binalarımızı çürük göstermeye çalışıyorlar. Karot alınmasını durdurmak için dava açan avukatımıza ve karot alınmasını durduran hâkime çok teşekkür ediyorum. Adaletin kestiği parmak acımaz" dedi. Site Sakini Serpil Çelik de olay mahallinde yaşananları doğrulayarak “Çevremizdeki tüm siteler ve hatta Antalya’daki tüm binalar bizim binalarımızla aynı durumda. Ancak bizim daire ve dükkan sayımız 600’den fazla ve herkesin dikkatini çekiyor. Kabus gibi bir gün yaşadık. Gözümüzün önünde kanunlar ve mahkeme kararları adeta hiçe sayıldı, resmen katliam yapıldı. Bizleri içeri almadılar. Kim olduğunu bilmediğimiz kişiler binaya girip çıkıyorlardı” dedi. K Blokta oturan Bayram Tülek “Benim yaşım genç ama böyle kara bir Çarşamba’yı hiç yaşamadım, bundan sonra da yaşayacağımı zannetmiyorum. Binalarımıza girerek hilti ile binayı delmeye başladılar, orayı burayı delik deşik ettiler, avukatımızın içeri girmesini ve görmesini engellediler ve fiziksel olarak müdahale ettiler” dedi. Site sakini Güler Altanay da “Gündüzümüzü gece yapanları ve bize kâbus yaşatanları Allah bildiği gibi yapsın, bize kâbus yaşatanlara her gün beddua ediyorum. Adalet savaşçılarıyız, kimse bizi yenemez" dedi. Site sakini Gülşen Öztürk “Açtıkları haksız davayı kaybettikleri halde böyle yapan ve saldırganlaşanlar, kazansalar kim bilir ne yaparlar? Allah bunlara fırsat vermesin. Hepimize geçmiş olsun.” dedi. Site sakini Alime Sert “Gözyaşlarımızı akıtanlara hakkımızı helal etmiyoruz. Bize yaşattıklarının bin katını yaşasınlar. Adaletin tokadını yiyince akıllanırlar” dedi.
Antalya otogarı yanında bulunan Menzil Sitesinde yaşanan olayları Av. Yusuf Aslan ve site sakinlerine sorduk... Yaşanan hukuksuzlukları gündeme getirdik... Menzil Sitesi kimlerin hayalini süslüyor zamanla göreceğiz...
Karot alma savaşlarında 4'üncü teşebbüste 2'nci kez karot alınmasına karar verildi. Tekrar karot almaya gelenler karot almak için bir binayı delerlerken mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alındı.
 
Karot alma bahanesi ile binanın kolonlarına zarar mı verilmek isteniyor...?
Daha önce Menzil Sitesine, Çevik Kuvvet Polisleri ile iki kez karot numunesi almak için gelen görevliler, karot numunesini alamadan gitmişlerdi. Karot numunesi aldırmak için aralarında kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyelerinin de bulunduğu bir grup dört kez mahkemeye başvurmuş, ancak dört ayrı mahkeme tarafından da delil tesbiti yoluyla karot numunesi alınmasında delillerin kaybolma tehlikesinin ve hukuki yararın olmadığı gerekçesiyle talepleri reddedilmişti.
Bu arada geçen hafta içinde bazı kooperatif üyelerinin avukatı Yusuf Aslan tarafından 15.05.2022 tarihli genel kurulun ve kararlarının iptal edilmesi için dava açılmıştı. Davada flaş bir gelişme yaşanmış, bilirkişi raporu ile “Kooperatif üyelerinin yararı, huzur ve güveni ile kooperatifin geleceği için kayyım tayin edilmesinin uygun olacağı” belirtilmişti.
Bilirkişi raporunun gelmesinden hemen sonra arkalarına çevik kuvvet polislerini de alarak operasyon düzenlenmiştir. Kooperatif üyesi olmayan kimliği meçhul ve avukat olduğunu söyleyen kişilerin emir ve talimatı ile 16 Haziran günü Menzil Sitesine baskın yapıldı. Daha önce karot alındığı belirtilen binalardan ikinci kez karot numunesi alınması halinde yıkılma, can ve mal kaybı tehlikesine karşı hiçbir önlemin alınmadığı gözlemlendi.Özel firmaya eşlik eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünde şube müdürü olan Bülent Yavuz’un hangi sıfat ve yetkiyle orada bulunduğu kat maliklerinde merak uyandırdı.
Bazı kat maliklerinin avukatı, aynı zamanda sitede dairesi olan, olayları bizzat yaşayan, davalar hakkında bilgisi Av. Yusuf Aslan’dan sorduk.
Hilmi ŞAHİN:Menzil Sitesinde neler oluyor, anlatır mısınız?
Av. Yusuf ASLAN:Menzil Sitesini Dünya’ya rezil ettiler ve evlerimizin değerini düşürdüler.
Biz de “Menzil Sitesi sağlamdır” diye tüm Dünya’ya tescil ettireceğiz. Menzil Sitesi, meltem rüzgârlarının estiği güzel bir yerde, sağlam şekilde ayakta duruyor. Menzil Sitesini yıkmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Bunu herkes bilsin. Çünkü kooperatif yönetimi tarafından dokuz bloktan da daha önce karot numunesi aldırılmıştır. Raporu alan firma yetkilisi ile de görüştüm. Bu raporlara göre binalarımız gerçekten de sağlamdır. Yeniden rapor alınmasına gerek yoktur. Bu raporlara göre iskan ruhsatının verilmesi zorunludur. Güçlendirmeye dahi gerek yoktur. Hukuken de her bina yapıldığı tarihteki mevzuat ve şartlara tabidir. Kepez Belediyesinin raporunda güçlendirme yapılması istenilmiş ise de bu raporun bir bağlayıcılığı yoktur. İskan ruhsatı alınması mümkün ise siz neden başvurmuyorsunuz diyenler olabilir. Bu işler yasal olarak her bloktan birkaç kişinin başvurması ile başlanabilir ise de devam edebilmek için tüm üyelerin masraflara katkı katılması ile gerçekleşebilir. Bu sebeple kooperatif yönetiminin acilen değişmesi gerekiyor. Bu işler halledildikten sonra da kooperatifi tasfiyeye sokacağız ve derhal feshedeceğiz...
Hilmi ŞAHİN:-Madem binalar sağlam diyorsunuz, karot alınmasına neden karşı çıkıyorsunuz?
Av. Yusuf ASLAN: Hiç karot raporu alınmamış olsaydı herhangi bir mahzuru yoktu ve alınabilirdi. Biz de karşı çıkmazdık. Ancak bilindiği üzere karot numunesi binaların taşıyıcı sistemleri olan kolon ve kirişleri delinerek alınmaktadır. 2013 senesinde de o günkü mevzuat hükümleri doğrultusunda binaların tamamından karot numunesi alınmıştır. İşin uzmanları ile de görüştük, ikinci kez karot alınmasına gerek yok, izin vermeyin dediler. Aksi halde binanın taşıyıcı sistemi olan kolon ve kirişleri bir kez daha zayıflayacağı için binaların yıkılmasına ve çökmesine sebep olabilecektir. Daha önce karot alınması için geldiklerinde “İkinci kez karot alındığında binaların çökmesine, mal ve can kaybına sebep olunduğunda zararı üstlendiklerine dair belgeyi imzalayın, buyurun yapın” dedim. Hiçbiri böyle bir riski üstlenmedi.
Hilmi ŞAHİN:-O halde hala neden karot numunesi almak istiyorlar?
Av. Yusuf ASLAN:Fotoğraf ve görüntülerden de anlaşılacağı üzere amacın karot numunesi almak olmadığı anlaşılacaktır. İkinci kez karot alarak binaların kendiliğinden yıkılmasını istiyorlar. İkinci kez alındığında yıkılmazsa taraftarları birer birer sıraya girerek her bina için 64-82 kez karot aldırarak binaların yıkılmasını sağlayacaklardır. Kat mülkiyeti veya kat irtifakına tabi taşınmazlardaki her dairenin kolonları, kirişleri, hatta balkonları, mimari projesi, statiği, çatısı ortak alana dahildir ve herkes bu alanların korunmasını isteme hakkına sahiptir. Kimse daire benimdir istediğim gibi karot aldırırım, deldiririm veya yıkarım diyemez. Aksi halde hukuken sorumlu olur. Bu binalar müstakil mülkiyete değil, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine tabidir. Herkes kanuna uymakla mükelleftir. En alt kattaki kiriş veya kolonun alınması sebebiyle bina çökerse tüm apartman çökmüş olur.
Bir diğer sebebi de kentsel dönüşüme gidilebilmesi için “riskli yapı veya riskli alan raporu
verilmesi” lazım. Lisanslı özel firmadan yeniden alınacak rapor ile bu amaca ulaşmaya çalışıyorlar. Ellerinde karot raporları olan kooperatif yöneticilerinin başka ne amacı olabilir? Riskli yapı raporu yok, varsa ellerindeki raporu işleme koysunlar. Koyamazlar, çünkü binalar sağlam ve mevzuata uygun.
Hilmi ŞAHİN:Binalar sağlamsa riskli yapı raporu nasıl verilebilir?
Av. Yusuf ASLAN:Siz, kat malikleri olarak tebdil-i kıyafet ile lisanslı firmaya gidin ve karot raporu alacağız deyin. Emin olun size “Nasıl bir rapor istiyorsunuz” diye soracaklar. Siz de “Riskli yapı raporu istiyoruz, kentsel dönüşüme gideceğiz” diyorsunuz. Ve genellikle tüm işlemler anında tamamlanıyor. Sitemizin büyük çoğunluğu yaşlı ve aynı zamanda dar gelirli insanlar. Yargı masraflarını karşılamakta –inanın- güçleri yok. Masraf parası lazım diyorum, belki de ekmek parası olan 100 TL’yi çıkararak ancak verebiliyor. Ben karşılarım, gerek yok diyorum kabul etmiyorlar, o kadar da onurlu ve gururlu insanlar… Yazık değil mi bu insanlara?
Hilmi ŞAHİN:Sahte riskli yapı veya riskli alan raporu verilmesi suç değil mi?
Av. Yusuf ASLAN:Elbette suçtur. Ancak dar gelirli bir vatandaş, nasıl avukat tutacak, yüksek masrafları nasıl karşılayacak? Lanet olsun, Allah belanızı versin deyip haklarını arayamıyor. Ama biz sonuna kadar uğraşacağız. Sahte rapor verilirse de gereğini tereddütsüz yapacağız, suç duyurusunda bulunacağız, idari işlemlerin iptal edilmesi için dava açacağız.
Hilmi ŞAHİN:Binalarla ilgili risk analiz raporu verilirken hangi tarihteki kanunlar geçerli?
Av. Yusuf ASLAN:Kanunların zaman bakımından uygulanması ile ilgili kanun hükümleri mevcut. Türk Medeni Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre her olayın veya davanın gerçekleştiği tarihte hangi kanun geçerli ise o kanuna göre hüküm verilir ve mesele halledilir. Mesela binalar 1986 yılındaki mevzuata ve şartlara göre yapılmışsa o zamanki mevzuat geçerlidir. Siz bir bina yapıyorsunuz, mesela 15 sene sonra mevzuat değiştiği için hiçbir kişi veya kurum yaptığınız binayı yıkın ve son mevzuata göre yeniden yapın diyemez. Kazanılmış hak ilkesinin de ihlal edilmemesi lazım. Devlet’in bunu diyebilmesi için binaların maliyetini, evler teslim edilinceye kadar kira bedellerini ve tazminatlarını ödemesi lazım. Binalarınızın o günkü şartlara göre yapılmasının sebebi Devlet’tir. Söylediğim gibi kanun hükmü uygulanmayacak olursa Türkiye’deki binaların 80-90’nın yıkılması ve yeniden yapılması lazım ki Türkiye değil Dünya’nın bütçesi bile yetmez. Hukuku ve hakikati bilmeyenler Dünya’ya nizam vermeye çalışırlarsa her şeyi yıkar ve yakarlar, gözleri hiçbir şeyi görmez.
Hilmi ŞAHİN:Kentsel dönüşüm mü, farklı bir amaç mı?görüşünüz nedir?
Av. Yusuf ASLAN:Ülkemizde uygulanan sistem, adeta Devlet’in sopasıyla halkın dövülerek ve falakaya yatırılarak haksız dönüşüme ve katliama mecbur bırakılmasıdır. Hafta içinde Menzil Sitesinde bu aynen uygulanmıştır. Maalesef Bakanlık ve il müdürlükleri adeta uyuyor. Menzil Sitesinde resmen gündüzün ortasında katliam yaptılar, ortalığı darmaduman ettiler. Devlet’in şefkatli ve adil elini maalesef göremedik. Lisanslı firmalara verilen yetkilerin de gözden geçirilerek gerekirse iptal edilmesi ve mevzuatın kökten değiştirilmesi şart olmuştur. Resimlere baktığımızda amacın karot numunesi alınması olmadığı, bilâkis işlemin anlatılan katliama hizmet ettigi net olarak görülecektir.
Hilmi ŞAHİN:Karot alınmasına devam edilecek mi?
Av. Yusuf ASLAN
Elimizde dört ayrı mahkeme kararı olmasına rağmen maalesef hukuksuzluğa devam edildi. Bunun üzerine aynı gün mahkemeye başvurduk. Mahkemece dokuz blokun da aynı haliyle devam etmesi ve karot numunesinin alınmasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Adli tatilde olmamıza rağmen Mahkeme çok hızlı bir şekilde karar verdi, diğer bloklara zarar veremediler ve mağduriyet daha fazla büyümeden önlenmiş oldu. Bu arada K Blok gazi oldu. Delik deşik etmişler ortalığı. İhtiyati tedbir kararına itiraz etmiş olabilirler. Ancak hukuki mücadelemiz devam edecek ve haklı olan kazanacaktır.
Hilmi ŞAHİN:Neden ilk hedefleri Menzil Sitesi?
Av. Yusuf ASLAN:Menzil Sitesinin bulunduğu mahallede komşusu ANAYOL, ÖDEVİM, ODAMESKEN, ANIT, ÖZANADOLU, ELMALI SİTESİ dahil yedi site var. Hepsi de bildiğimiz kadarıyla aynı durumda. En büyük alana ve daireye Menzil Sitesi sahip. Menzil Sitesini yıkarlarsa, diğer sitelere sıra gelecek, tüm siteleri riskli alan ilan edilerek tamamını haksız dönüşüme kurban edecekler. İnsanların sağlam evlerini başlarına yıkacaklar. Hatta Antalya’da bulunan tüm binaları aynı gerekçeyle riskli yapı/riskli alan gösterme imkânları doğacak ve emsal teşkil edecektir. Onun için Antalya’da yaşayan, nefes alan ve malını mülkünü düşünen herkesin bize destek vermesi ve mücadele etmesi gerekiyor. Hukuku, adaleti ve yargıyı aşarlar ve bypass ederlerse kimsenin yapacağı bir şey kalmaz, herkesi göz göre göre sokağa atarlar. Bu kafa yapısı ile kentsel dönüşüm bahanesiyle yüzlerce yıllık tarihi eserleri bile yıkarlar. Özellikle komşumuz olan siteleri ve tüm Antalya’yı bizi desteklemeye ve yanımızda durmaya davet ediyorum.
Hilmi ŞAHİN:Kentsel dönüşüme karşı mısınız?
Av. Yusuf ASLAN:Taşınmaz sahiplerinin hak ve yararlarını koruyacak, kira bedelini ve gecikmeden doğacak tazminatların tamamının banka teminat mektubu ile garanti altına alınacağı, tamamlama sigortasının yaptırılacağı, birinci (A sınıfı) sınıf, dürüst ve güvenilir, ekonomik ve mali durumu iyi bir müteahhit gelirse kim karşı çıkabilir ki? Önemli olan sözleşme şartlarıdır. Varsayalım ki müteahhitle içli dışlı olan, hırsızlık suçundan ve daha başka suçlardan kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunan birisi, size Dünya’yı vaat etse kabul eder misiniz, vekâletinizi verir misiniz? Mesela hiç bir uzmanlığı ve mesleki kariyeri olmayan yedi kişi, inşaat mühendisliği, mimarlık ve hukuk alanı dahil sizi temsil edeceğim dese vekaletname verir misiniz? Size sözleşmenin hiçbir maddesini ve şartlarını gösteremeyen ve ne yapacağını bilmediğiniz birilerine güvenir misiniz? İmar durumu (imar çapı) müsait olmayan ve imar planının değiştirilmesi de imkânsız ise bir hayal uğruna sağlam evinizi yıkar mısınız?
Kentsel dönüşüm vaadi, kooperatif yönetiminin seçimden seçime kullandığı bir hayal malzemesidir. Zaten kendi taraftarları bile muhtemelen güvenmedikleri için noterden vekâletname vermediler. Uyarılarımızı dikkate aldıkları ve vekaletname vermedikleri için hepsine çok teşekkür ediyorum. Kendi taraftarlarının bile vekaletname vermediği ve güvenmediği bir çoğunun da azlettiği yönetime kim güvenir?
Hilmi ŞAHİN:Yasal yollara başvurdunuz mu, kimler hakkında?
Av. Yusuf ASLAN:Evet yasal yollara başvurduk. Ancak isim vermem doğru olmaz. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmamalı.
Hilmi ŞAHİN:Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
Av. Yusuf ASLAN:İnsanlarımızın mağdur ve perişan olduğu, hukuksuzluğun tabir-i caizse ayyuka çıktığı bir hususta kamuoyunu aydınlattığınız için size ve gazeteniz ekibine teşekkür eder, başarılar dilerim.
 
SİTE SAKİNLERİ İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER:
Site sakini Nebi Aydın “Hukuksuz şekilde saldırıya uğradık, avukatımıza haber verildi. Kendisi geldiler, polisler dahil hepsine karot alınamayacağını, mahkemelerce 4 kez reddedildiğini söyledi. Kat malikleri kurulunun da kararı olmadığını, oybirliği ile karar alınmasının gerektiğini, açılan son davanın beklenilmesi gerektiğini karot alınan yerlerin binanın ortak alanı olduğunu polislere, şube müdürüne, amirlerine anlattı. Cep telefonundan uyapa girerek kararı gösterdi. Bir türlü ikna olmadılar, daha doğrusu olmak istemediler. Polisler adeta avukatımıza zor kullanarak ve tutarak ve müdahale ederek görev yapmasını engellediler, kooperatif üyesi dahi olmayan bir kişi avukatımıza saldırdı, içeriye bizleri almadılar. Sonradan gördük ki rastgele her yeri delik deşik etmişler. Bir nevi katliam yapmışlar ve binamızı başımıza yıkmak istemişler. Mahkemeye başvuruldu ve durdurma kararı verilmiş, avukatımız kararı okudu. Mahkemeye ve avukatımıza çok teşekkür ediyorum. Yaşasın adalet. Keşke bu muamelelere maruz kalmasaydık. Çok üzgünüm ve kahroluyorum” dedi.
Site sakini Sevgi Güven ise binalarda gördüğü manzara karşısında dayanamayarak sinir krizleri geçirerek bayıldı. Hastaneden ambulans geldi ve sitede tedavi ettiler. Kendisiyle görüştüğümüzde “Evladım ben haksızlıklara dayanamıyorum. Evleri o halde görünce savaşta bombalanmış zannettim. Kim olduğunu bilmediğim kişiler emirler yağdırıyorlardı. Öyle karot mu alınırmış? Televizyonda bazı rakamlar telaffuz edildi. Biz de şikâyet ettik, hala ses çıkmadı. Binalarımız sapasağlam ayakta duruyor. Böyle yaparak binalarımızı çürük göstermeye çalışıyorlar. Karot alınmasını durdurmak için dava açan avukatımıza ve karot alınmasını durduran hâkime çok teşekkür ediyorum. Adaletin kestiği parmak acımaz" dedi.
Site Sakini Serpil Çelik de olay mahallinde yaşananları doğrulayarak “Çevremizdeki tüm siteler ve hatta Antalya’daki tüm binalar bizim binalarımızla aynı durumda. Ancak bizim daire ve dükkan sayımız 600’den fazla ve herkesin dikkatini çekiyor. Kabus gibi bir gün yaşadık. Gözümüzün önünde kanunlar ve mahkeme kararları adeta hiçe sayıldı, resmen katliam yapıldı. Bizleri içeri almadılar. Kim olduğunu bilmediğimiz kişiler binaya girip çıkıyorlardı” dedi.
K Blokta oturan Bayram Tülek “Benim yaşım genç ama böyle kara bir Çarşamba’yı hiç yaşamadım, bundan sonra da yaşayacağımı zannetmiyorum. Binalarımıza girerek hilti ile binayı delmeye başladılar, orayı burayı delik deşik ettiler, avukatımızın içeri girmesini ve görmesini engellediler ve fiziksel olarak müdahale ettiler” dedi.
Site sakini Güler Altanay da “Gündüzümüzü gece yapanları ve bize kâbus yaşatanları Allah bildiği gibi yapsın, bize kâbus yaşatanlara her gün beddua ediyorum. Adalet savaşçılarıyız, kimse bizi yenemez" dedi.
Site sakini Gülşen Öztürk “Açtıkları haksız davayı kaybettikleri halde böyle yapan ve saldırganlaşanlar, kazansalar kim bilir ne yaparlar? Allah bunlara fırsat vermesin. Hepimize geçmiş olsun.” dedi.
Site sakini Alime Sert “Gözyaşlarımızı akıtanlara hakkımızı helal etmiyoruz. Bize yaşattıklarının bin katını yaşasınlar. Adaletin tokadını yiyince akıllanırlar” dedi.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteakdeniz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.