BAŞBAKANLIĞI BIRAKTIĞIM GÜN KENDİMİ ÖZGÜR HİSSETTİM

SİYASET 27.05.2020 - 23:09, Güncelleme: 08.12.2023 - 04:21 2369+ kez okundu.
 

BAŞBAKANLIĞI BIRAKTIĞIM GÜN KENDİMİ ÖZGÜR HİSSETTİM

Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Halk TV’de yayınlanan Liderlerle Bayram Sohbetleri adlı programda gazeteci Özlem Gürses’in sorularını yanıtlıyor.

Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Halk TV’de gazeteci Özlem Gürses’in gündeme ilişkin sorularını yanıtlıyor. Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle: Aslında dünyanın genelinde bu sıkıntı var. Kitaptan kopmak organik hayattan kopmak gibidir. Bir evde kitap yoksa o ev nasipsizdir. "ÜNİVERSİTELER ESNAF LOCALARINI İKAME EDER HALE GELDİ" Hiçbir şey kitabın yerini alamaz. Duruş diye bir kitap yazdım gençlere. Biraz da bu FETÖ terör örgütü gibi örgütlerin gençleri kandırmaması için gençlerle sohbet ettiğim bir kitap. Üniversiteler esnaf loncalarını ikame eder hale geldi. Eğitimin temel amacı zihni bir formasyondur. "27 MAYIS ANAYASASINA HAYIR DEDİM" 12 Eylül gibi değişik dönemleri yaşadık biz. 12 Mart olduğunda ortaokul öğrencisiydim. 28 Şubat’ta profesörlüğün eğişindeydim. 27 Mayıs anayasasına kabine girmeden ‘hayır’ oyu verip çıktım. Benim siyasete yeniden dönmem ile ilgili. Demokrasi görünümü altında toplumda otoriter bir eğilim hakim olursa, ben bunu Irak’ta Suriye’de gözlemledim. Her yere sirayet etmeye başladığında daha da tedirgin edici bir görüntü ortaya çıkıyor. "TÜRKİYE'DE OTOKRATİK YAPININ KALACAĞI DÜŞÜNCESİNDE DEĞİLİM" Görüyorum ki bir otoriter eğilin daha önce makul görünen insanları bile etkisine almış. Ve bu kültür halini almış. Otokrasi evrensel bir hastalıktır. 1930’lu yılları düşünün. Türkiye’yi bu tablonun dışında görürsek, simgeleşti o dönem. Dünyadaki şu anki otokratik eğilimlerde ABD’de Trump bunun bir simgesi. Buralarda köklü demokrasi kültürünün olduğu yerlerde dahi sarsılma görüldü. Türkiye’de ben bu otokratik yapının kalacağı düşüncesinde değilim. "BAŞBAKANLIĞI BIRAKTIĞIM GÜN KENDİMİ ÖZGÜR HİSSETTİM" Başbakanlığı bıraktığımda birçok kişi şaşırdı. Bursa’da Cuma namazından çıktık müthiş kalabalık. Birisi kalabalığı yardı önüme geldi. “Bir şey soracağım sana” dedi. “Ben muhtarım kaç yılda bırakamadım siz bir haftada Başbakanlığı nasıl bıraktınız” dedi. Özgürlük bizim içimizde var olan, Allah’ın lütfettiği bir şeyidir. Başbakanlığı bıraktığım gün kendimi daha özgür hissettim. Geçen gece çocuklarla yürüyerek sohbet ettik. O zaman sordular bu güç konusunu. En güçlü kişi vicdanı ile barışık olandır. Özgürlük ve güç makamla olsaydı nice insanlar geldi geçti hiçbiri özgür olamadı. Cumhurbaşkanı destekledi, teveccühü gösterdi. Onun tercihleri idi. O kongrede biz emanetçi başbakan istemiyoruz denildi. Beni kukla başbakan haline getirmek istediler o 20 aylık süreçte. "AK PARTİ İÇERİSİNDE ŞU ANDA GİDİŞATTAN MEMNUN OLAN SAYISI ÇOK AZ" Başbakanlığı bırakmadan önceki MKYK’da bir il başkanı atarken bile “Biz karar vereceğiz” dediler. Eğer MKYK’da talimatla hareket etmeyecek vicdana ait 10 arkadaşım olsa ben mücadeleye devam ederdim. Daha sonra geldi hepsi özür diledi. “Talimatla hareket ettik” diye. İnsan neden talimatla hareket eder ki. Daha sonra çoğu ile görüşmedim bile. AK Parti içinde şu anda gidişattan memnun olan insan sayısının çok az olduğunu biliyorum. Benim AKP üyesi iken yayınladığım manifestonun ardından çok sayıda AK Parti’li arayıp tebrik etti. Bize yapılan muamelenin doğru bir muamele olmadığını herkes biliyor. Yasakların her türlüsü var. AK Parti’de olanlar artık beni ilgilendirmiyor. Benim amacım Gelecek Partisi’nin bir yere gelmesi. AK Parti’de iken önümde hizaya girenler, şimdi selam vermez oldu. Bir değişim süreci yaşanıyor bunu görüyorum. Doğru şeyleri söylemek konusunda hiç tereddüt etmedim.
Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Halk TV’de yayınlanan Liderlerle Bayram Sohbetleri adlı programda gazeteci Özlem Gürses’in sorularını yanıtlıyor.

Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Halk TV’de gazeteci Özlem Gürses’in gündeme ilişkin sorularını yanıtlıyor.

Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Aslında dünyanın genelinde bu sıkıntı var. Kitaptan kopmak organik hayattan kopmak gibidir. Bir evde kitap yoksa o ev nasipsizdir.

"ÜNİVERSİTELER ESNAF LOCALARINI İKAME EDER HALE GELDİ"

Hiçbir şey kitabın yerini alamaz. Duruş diye bir kitap yazdım gençlere. Biraz da bu FETÖ terör örgütü gibi örgütlerin gençleri kandırmaması için gençlerle sohbet ettiğim bir kitap.

Üniversiteler esnaf loncalarını ikame eder hale geldi. Eğitimin temel amacı zihni bir formasyondur.

"27 MAYIS ANAYASASINA HAYIR DEDİM"

12 Eylül gibi değişik dönemleri yaşadık biz. 12 Mart olduğunda ortaokul öğrencisiydim. 28 Şubat’ta profesörlüğün eğişindeydim.

27 Mayıs anayasasına kabine girmeden ‘hayır’ oyu verip çıktım. Benim siyasete yeniden dönmem ile ilgili. Demokrasi görünümü altında toplumda otoriter bir eğilim hakim olursa, ben bunu Irak’ta Suriye’de gözlemledim. Her yere sirayet etmeye başladığında daha da tedirgin edici bir görüntü ortaya çıkıyor.

"TÜRKİYE'DE OTOKRATİK YAPININ KALACAĞI DÜŞÜNCESİNDE DEĞİLİM"

Görüyorum ki bir otoriter eğilin daha önce makul görünen insanları bile etkisine almış. Ve bu kültür halini almış. Otokrasi evrensel bir hastalıktır. 1930’lu yılları düşünün. Türkiye’yi bu tablonun dışında görürsek, simgeleşti o dönem. Dünyadaki şu anki otokratik eğilimlerde ABD’de Trump bunun bir simgesi. Buralarda köklü demokrasi kültürünün olduğu yerlerde dahi sarsılma görüldü. Türkiye’de ben bu otokratik yapının kalacağı düşüncesinde değilim.

"BAŞBAKANLIĞI BIRAKTIĞIM GÜN KENDİMİ ÖZGÜR HİSSETTİM"

Başbakanlığı bıraktığımda birçok kişi şaşırdı. Bursa’da Cuma namazından çıktık müthiş kalabalık. Birisi kalabalığı yardı önüme geldi. “Bir şey soracağım sana” dedi. “Ben muhtarım kaç yılda bırakamadım siz bir haftada Başbakanlığı nasıl bıraktınız” dedi. Özgürlük bizim içimizde var olan, Allah’ın lütfettiği bir şeyidir. Başbakanlığı bıraktığım gün kendimi daha özgür hissettim.

Geçen gece çocuklarla yürüyerek sohbet ettik. O zaman sordular bu güç konusunu. En güçlü kişi vicdanı ile barışık olandır. Özgürlük ve güç makamla olsaydı nice insanlar geldi geçti hiçbiri özgür olamadı.

Cumhurbaşkanı destekledi, teveccühü gösterdi. Onun tercihleri idi. O kongrede biz emanetçi başbakan istemiyoruz denildi. Beni kukla başbakan haline getirmek istediler o 20 aylık süreçte.

"AK PARTİ İÇERİSİNDE ŞU ANDA GİDİŞATTAN MEMNUN OLAN SAYISI ÇOK AZ"

Başbakanlığı bırakmadan önceki MKYK’da bir il başkanı atarken bile “Biz karar vereceğiz” dediler. Eğer MKYK’da talimatla hareket etmeyecek vicdana ait 10 arkadaşım olsa ben mücadeleye devam ederdim. Daha sonra geldi hepsi özür diledi. “Talimatla hareket ettik” diye. İnsan neden talimatla hareket eder ki. Daha sonra çoğu ile görüşmedim bile.

AK Parti içinde şu anda gidişattan memnun olan insan sayısının çok az olduğunu biliyorum. Benim AKP üyesi iken yayınladığım manifestonun ardından çok sayıda AK Parti’li arayıp tebrik etti.

Bize yapılan muamelenin doğru bir muamele olmadığını herkes biliyor. Yasakların her türlüsü var. AK Parti’de olanlar artık beni ilgilendirmiyor. Benim amacım Gelecek Partisi’nin bir yere gelmesi. AK Parti’de iken önümde hizaya girenler, şimdi selam vermez oldu.

Bir değişim süreci yaşanıyor bunu görüyorum. Doğru şeyleri söylemek konusunda hiç tereddüt etmedim.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteakdeniz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.